“MİT'çilik Vaadiyle Kızı
Metres Yapan Şahıs MİT’çi miydi, MİT’çi Rolü mü Yapıyordu?” başlıklı yazımızda
şunu demiştik:
Haberi
incelediğimizde, söz konusu şahsın gerçekten MİT'çi olduğunu
düşünmemize yol açacak emarelerle karşılaşıyoruz.
Çünkü
olaya karışan okul müdürleri serbest bırakılmışlar.
Tutuklanmamışlar.
Söz
konusu şahıs MİT'çi değil de kendisini öyle gösteren bir dolandırıcı olsaydı, o
müdürlerin de tutuklanmaları, "dolandırıcılık çetesi üyesi" muamelesi
görmeleri gerekirdi.
Görmemişler.
Ayrıca
"çete üyesi" muamelesi görmemek için onların da o şahıs
hakkında şikâyetçi olmaları, "MİT'çi gibi görünerek bizi kandırdı, süflî
arzularına alet etti, şikâyetçiyiz" demeleri gerekirdi.
Dememişler.
Bu
yüzden, "Demek ki savcı, 'Bu garibanlar ne yapsınlar, vatan
için, millet için bir MİT'çinin talebine evet deme konumundalar, bunlar da
mağdur' diye düşünmüş olabilir" demek zorunda kalıyoruz.
Durum
böyle değilse nasıl oluyor da onları serbest bırakıyor, tutuklatmıyor?
O okul
müdürlerinin yardımı olmadan bir elektrikçi parçası bir genç kızı MİT
hikâyesiyle nasıl kandırabilir?
*
Konuyla ilgili yeni bir haber (daha
doğrusu gelişme), bu ifadelerimizde düzeltme yapmamız gerektiğini gösteriyor.
Bununla birlikte, kafamızdaki soru işaretleri tümden yokolmuş değil.
Haber şöyle:
MİT yalanıyla liseli kıza tuzak: Cinsel istismar günlerce sürdü! Müdürler hakkında şok gelişme
İğrenç olay Konya'da yaşanmıştı. Lise öğrencisi G.A.'nın
(17), 'Seni Milli İstihbarat Teşkilatı'na memur olarak alacağız'
vaadiyle kandırılıp, elektrik ustası Ahmet Mandal'ın (35) cinsel
istismarına uğramasına ilişkin davada Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği kararı
onadı. Tutuklu Ahmet Mandal'ın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, tahliye
edilen okul müdürleri Harun Avcu ile Asuman Sahar Koleri ve Ahmet Mandal'ın
ortağı Ali Akkaş hakkında çok çarpıcı bir gelişme yaşandı. İşte detaylar
Konya'daki olayda çarpıcı gelişmeler yaşandı. Mide
bulandıran olay 2022 yılının Kasım ayında meydana gelmişti. Lise
müdürü Harun Avcu, iddiaya göre; son sınıfta okuyan G.A.
isimli kız öğrenciyi, derslerinde başarılı olduğu için 'Seni Milli İstihbarat Teşkilatı'na memur olarak alacağız'
diyerek kandırıp, evli ve 3 çocuk babası Ahmet
Mandal ile tanıştırdı.
Mandal da G.A.'ya günlerce cinsel istismarda bulundu.
G.A.'nın durumu anlatmasıyla ailesi, şikayetçi oldu. Kendisini 'MİT mensubu'
olarak tanıtan elektrik ustası Ahmet
Mandal, gözaltına alınıp, 25 Kasım 2022'de 'Çocuğun cinsel istismarı'
suçundan tutuklandı. Aynı okulda eğitim alan K.K. adlı kız öğrenci de Mandal
tarafından tacize uğradığı iddiasıyla şikayette bulundu. Soruşturmada ayrıca okul
müdürü Harun Avcu ile G.A. ve Mandal'ın dini nikahının
kıyıldığı okulun müdürü Asuman
Sahar Koleri tutuklandı.
MEMURLUKTAN İHRAÇ EDİLDİLER
Ahmet Mandal, Harun Avcu ve Asuman
Sahar Koleri hakkında 'Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma', 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı', 'Sarkıntılık
yapmak suretiyle cinsel saldırı' suçlarından 37'şer yıla kadar hapis; diğer
sanıklar Ali Akkaş, M.K., B.K. ve H.K. için de 'Cebir tehdit veya
hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'Çocuğun nitelikli cinsel
istismarı' suçlarından hapis cezası istendi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
yürütülen idari soruşturma kapsamında 2 okul müdürü de memurluktan ihraç
edildi.
OKUL MÜDÜRLERİNE TAHLİYE
Ahmet Mandal, Harun Avcu ve Asuman
Sahar Koleri'nin tutuklu yargılandıkları 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
davanın 5'inci duruşmasında karar verildi. Ahmet Mandal'a 'Cinsel
istismar' suçundan 22 yıl hapis cezası vererek tutukluluk halinin devamına
karara verildi. Okul müdürleri Harun Avcu ile Asuman Sahar Koleri'ye de
'Cinsel istismara yardım etme' suçundan 8 yıl 4'er ay hapis cezası verilerek
tahliye oldu. Diğer sanıklardan Asuman Sahar Koleri'nin eşi M.K., B.K. ve
H.K. beraat ederken, Ahmet Mandal'ın ortağı Ali Akkaş ise
8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
DOSYA YARGITAY'A TAŞINDI
9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararın ardından Konya Bölge
Adliye Mahkemesi aynı kararı onadı. Sanıklar ve taraf avukatları kararı,
Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi de dosyada yaptığı incelemenin
ardından yerel mahkemenin kararını yerinde bularak onadı.
Kararda, "5271 sayılı kanunun 288 ve 294'üncü
maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı kanunun 289'uncu
maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve temyiz dilekçelerinde
belirtilen nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, yargılama
sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri
sürülen iddia ve savunmaların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı
anlaşılmakla, kararlarda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık
görülmediğinden 5271 sayılı kanunun 302/1 maddesi gereği, tebliğnameye uygun
olarak, oy birliğiyle temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin
onanmasına karar verilmiştir" denildi.
HÜKÜM GİYDİLER
Buna göre tutuklu Ahmet
Mandal'a 22 yıl hapis ve tutukluluk halinin devamına karar verildi. 8 yıl
4'er ay hapis cezası verilerek tahliye edilen okul müdürleri Harun Avcu ile Asuman
Sahar Koleri ile 8 yıl 4 ay hapis cezası verilen Ahmet Mandal'ın
ortağı Ali Akkaş tutuklanarak cezaevine konuldu.
*
Demek ki, “Olaya karışan okul müdürleri serbest bırakılmışlar.
Tutuklanmamışlar” derken yanılmış ve yanlış bilgi vermişiz.
Baltayı taşa vurmuşuz.
Özür diliyor ve düzeltiyoruz.
Ancak bu, olayın
kahramanı olan elektrikçi Ahmet Mandal’ın gerçekten MİT’çi olabileceği
yönündeki şüphelerimizi gidermeye yetmiyor.
Yetmemesinin sebebi,
devletin televizyonu TRT’nin MİT’i tanıtma iddiasındaki Teşkilat dizisini
izleme bahtsızlığına uğramış olmamız.
Bizim gibi saftirik
vatandaşlar için bu dizi çok acı verici büyük bir hayal kırıklığı.
Çünkü bu dizi, MİT’in hedefe
kilitlendiği zaman kanun manun, ahlâk ve vicdan, namus ve helal-haram tanımadığı,
düşman olarak kodladığı kişileri sahipsiz sokak köpeği gibi zehirleyebildiği,
kaşını gözünü beğenmediği vatandaşları çekip alnından vurabildiği, ve
de her minareye göre kılıf dikmeyi beceren süper kurnaz mahir terziler çalıştırdığı
düşüncesini inat ve ısrarla zihnimize yerleştirmeye çalışıyor.
*
Misal:
En son
yayınlanan 144’üncü bölümde MİT’çi Korkut, İstanbul mafyasının önde
gelenlerinin “masa” diye adlandırılan toplantısına katılıyor.
Tabiî MİT
kimliğini gösterip “Siz burada ne haltlar çeviriyorsunuz lan hergeleler?”
demiyor.
Toplantıyı,
“masa”nın sahibi en büyük mafya babası, en önde gelen “kanunsuz” olarak
basıyor.
Masadakilerden
birisi yarım ağızla itiraz edecek oluyor, “kanun adamı” kanunsuz Korkut anında tabancasını
çekip alnından vuruyor.
Sonra da
“Başka itirazı olan var mı?” gibisinden birşey diyor.
Anlaşılır Türkçesi: “Hayattan bıkmış olan başka kimse var mı, ücretsiz ötenazi hizmeti
sunuyoruz.”
Verilen
mesaj şu: Devlet, büyük suç patronlarına dokunmaz, onlara çeteleşme, silahlanma, gayrimeşru (hatta yasadışı) yollardan büyük servetler edinme ve ferih fahur suç
işleme imtiyazı tanır, bazen onların başına bir MİT’çiyi geçirip yasadışı işleri
yerli-milli hale getirir, ve de MİT’çiler, faaliyetleri sırasında kendilerine
ayak bağı olan kişileri istedikleri gibi öldürebilirler.
Ne
yargılanırlar, ne hesap sorulur.. Olayın üstü kapatılır.. Sen sağ ben selamet..
Ölen öldüğüyle kalır..
Ölümü gerçekten hak etmiş miydi, etmemiş miydi, onun hesabı
ahirette.
*
İmdi,
Konya’daki olayda iki ihtimal var.
Birincisi,
bir elektrikçi parçası MİT’e çalışmadığı halde MİT’çi gibi görünerek iki
tane okul müdürünü aldatabiliyor, istediği öğrencileri ve velîleri
kandırabiliyor, ve de Teşkilat dizisinde “Bizim herşeyden haberimiz
olur, elimizden uçan kaçan kurtulamaz, biz her yerdeyiz” mesajını veren
MİT’in bundan haberi olmuyor.
MİT
aslında aciz mi aciz bir kurum.. 15 Temmuz’da görüldüğü gibi Erdoğan’ın
eniştesi kadar bile istihbaratı olmayan bir acezeler kulübü.
MİT’in
“kale”lerinde kimisi masa başında uyukluyor, arasıra esnemek gibi hayli zahmetli bir etkinlikte bulunuyor, kimisi müzik dinliyor, kimisi film
seyrediyor, kimisi de futbol takımlarının çetelesini tutuyor.
Ve de
devletin televizyonu TRT, Teşkilat dizisi ile bizi kandırıyor.
Türkiye,
elektrikçi parçası Mandal gibi dolandırcıların cenneti.
*
İkinci
ihtimal ise, Teşkilat dizisinin çizdiği MİT portresinin gerçekçi olması
varsayımı üzerine kurulu.
Bu durumda, Mandal’ın gerçekten MİT’çi olması ihtimali gündeme gelir.
(Dizinin ilk sezonunda Tövbekâr diye bir tip vardı.. Bazı ailelere
yardım ediyordu.. Bunlar arasında, ihanet ettiği için öldürülen bir MİT’çinin
ailesi de bulunuyordu.. Ailenin oğluna, babasının vatan için şehit olduğu
söylenmiş durumdaydı.)
Böylesi
bir durumda MİT’ten, Mandal kendilerinin adamı olsa da olmasa da, “Bizimle
ilgisi yok, bizim çalışanımız değil” demesi beklenir.
Dolayısıyla,
kurumun imajına zarar gelmemesi için, olayda rol üstlenen okul müdürleri de
(görünüşte de olsa) suçlu muamelesi göreceklerdir.
Ancak onlara örtülü ödenek vs. gibi arka kapı uygulamalarıyla gereken yardım yapılacak, maaşlarını yine düzenli biçimde almaları sağlanacak, emeklilikleri garantiye alınacak, hapiste rahat etmelerinin şartları oluşturulacak, suikaste değilse de yol kazasına uğramış olan itibarları için tazminat ödenecek, çocuklarının istikbali için garanti verilecektir. Öyle sanıyorum.
Bizim bu işlere aklımız ermez, fakat Teşkilat dizisi hayranı olarak zihnimize bu tür casusluk numaralarının üşüşmesine maalesef engel olamıyoruz.
*
Olayın
asıl mağduru kızcağıza gelince, bu ikinci ihtimal çerçevesinde ondan özür dileniyor, bundan sonrası için ağzını sıkı tutması söyleniyor, ve
istikbali için birşeyler yapılıyor olabilir.
Devlet ciddiyeti, ahlâk ve vicdan bunu gerektiriyor.
Ya da belki (çağdaş anlayışla) şöyle düşünülüyordur:
Olan olmuş, ne lüzumu vardı namus davası gütmesine, tantana çıkarmasına, dava vatan davasıdır, mevzubahis
olan vatansa namus da teferruattır. Zaten büyük önder Selanikli Atatürk geri
kafalı Kâzım Karabekir Paşa’ya “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir
kalmaya mahkumdur. Bunun için önce insanların namus telakkisini değiştirmeliyiz”
dememiş miydi?.
Evet,
böyle düşünülüyor, ve devlet kurumlarına olan güveni yüzünden gelecek hayalleri
yerle yeksan olan kızcağız, uğradığı yıkımla başbaşa bırakılıyor da olabilir.
*
Söz
konusu iki ihtimalden hangisinin doğru olduğunu, eğer olayın savcısı olsaydık,
kesin olarak biliyor olabilirdik.
Ama değiliz.. Aklımızda binbir soru..
Eskiden olsa gazete haberini okur geçerdik; Teşkilat dizisi kafa konforumuzu dinamitledi maalesef, mahvetti.