E-KİTAP: ATATÜRKÇÜ TÜRK İSLAMI’NIN İNANÇ KODLARI -HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) ÖRNEĞİ-

 

https://www.academia.edu/95281718/Atat%C3%BCrk%C3%A7%C3%BC_T%C3%BCrk_%C4%B0slam%C4%B1n%C4%B1n_%C4%B0nan%C3%A7_Kodlar%C4%B1_Harun_Yahya_Adnan_Oktar_%C3%96rne%C4%9Fi



 

ATATÜRKÇÜ TÜRK

İSLAMI’NIN İNANÇ KODLARI

-HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) ÖRNEĞİ-

  

Dr. Seyfi SAY


İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ 3

GİRİŞ: ATATÜRKÇÜ TÜRK İSLAMI’NIN HETERODOKS İTİKADI 6

ADNAN’DAN ESKİ YUNAN’A VE SOFİSTLERE SAYGI DURUŞU 21

MODERN BİLİM VE “BİLİMSEL GERÇEK” 24

İNSANIN ALGILARI, ZİHNİ VE KÂİNAT 28

AGNOSTİSİZM (BİLİNEMEZCİLİK / MUTLAK CEHALET) 30

rüyalar 35

KENDİNİ BİLMEK, KENDİ VARLIĞININ FARKINDA OLMAK 39

BERKELEY’DEN DESCARTES’E 42

THE MATRIX 52

İSLAM VE MATERYALİZM 55

imam-ı rabbanî ve ibn arabî 61

MADDE VE ALGI 69

İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNİN (GİZLİ SERVİSLERİN) İBN ARABÎ’Sİ 72

ONTOLOJİ VE EPİSTEMOLOJİ 77

HAZCILIK VE HEDONİZM 81

EHL-İ SÜNNET 83

EK: İMAM MATÜRİDÎ’NİN SOFİZM TENKİDİ 87


ÖNSÖZ

 

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. Elhamdülillâhi Rabbi’l-‘âlemîn. Ve’s-salâtü ve’s-selâmu ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.

Bir dönem Harun Yahya takma adıyla kitaplar yazmış olan Adnan Oktar, dolaylı biçimde İslamî kavramların içini ‘boşaltma’ faaliyeti yürütüyordu. 

Temel stratejisi şöyle özetlenebilir:

Görünüşte Ehl-i Sünnet itikadını savunuyormuş gibi yaparak İmam-ı Rabbanî ve Bediüzzaman gibi isimlerin ardına saklanmak, tasavvufa karşı aşırı bir hüsnüzanna sahip bulunan Türkiye insanının bu duyarlılığını İbn Arabî gibi isimleri kullanarak istismar etmek, Ehl-i Sünnet itikadının temel esaslarına, onları “materyalistler”e mal ederek savaş açmak.

Adnan Oktar’ın bir yandan düşünce alanında Ehl-i Sünnet itikadını dinamitleyip tahrip ederken, diğer yandan Darwin ve Masonluk düşmanlığı yapması, onun gerçek misyonunun fark edilmesine engel oldu.

Kendisini bu şekilde kamufle etti ya da meşrulaştırdı.

Bu arada Atatürkçülük ve devletçilik yapmayı da ihmal etmedi.

Atatürk hakkında kitaplar yazdı:

Samimi Bir Dindar: Atatürk,

Atatürk’ün Vatan ve Millet Sevgisi,

Atatürk Ansiklopedisi,

Atatürk’ü İyi Anlamak,

Atatürk ve Gençlik.

*

Daha sonra ise, “düşünce” alanındaki misyonunu tamamlamış olmanın rahatlığı ile, “kedi”leriyle birlikte “ahlâkî tahribat” alanında da icra-yı faaliyette bulundu.

Bunu gizli saklı yapsaydı, salt şehvetperestliğine bağlanabilirdi.

Fakat bunu milletin gözüne sokarak, davul zurnayla ilan ederek, “Duyduk duymadık demeyin” tellallığıyla duyurarak alâmeleinnas yapması, salt şehvetperestlikle izah edilebilecek bir şey değildi.

Böylece, Müslümanlardaki Evrim Teorisi karşıtlığını ve Masonluk konusundaki hassasiyeti değersizleştirmiş ve itibarsızlaştırmış oldu.

Bu arada “hoca”lık kavramı da bu değersizleştirmeden nasibini aldı. Çünkü yürüdüğü yola en başta uzun sakalı ve dindar görüntüsüyle çıkmış olan bu şahıs “Adnan Hoca”ydı, ve insanların imanını kurtarmak için evrim teorisiyle mücadele ediyordu.

(Birşeyi itibarsızlaştırmanın hileli kolay yollarından biri -ki bunu istihbarat örgütleri çok yaparlar-, onu yanlış adamlara savundurtmaktır. Ya da, savunan kişilerin yanlış adam olduğunu gösterecek şekilde tuzaklar kurup o kişileri itibarsızlaştırmaktır. Nitekim, 28 Şubat’ın Fadimeci Müslüm’ü, daha sonraki süreçte bile televizyon ekranlarına çıkartıldı ve ona Şeriatçılık yaptırıldı.)

Fakat, değersizleştirdiği şeyler bunlarla sınırlı değildi.. Ayrıca, Müslümanlardaki Mehdî inancı ya da beklentisini de kendisi üzerinden gülünç duruma düşürdü. Utanılacak bir şey haline getirdi.

Onun Mehdîliği, Hasan Mezarcı’nın (Şevki Yılmaz’ın beyanına göre hapiste birtakım kimyasallarla akıl hastası hale getirilmesi sonucu) kendisini Hz. İsa zannetmesi türünden insanın içini acıtan bir dram değildi.

Onunki, “Aha da işte sizin Mehdî’niz benim” diyerek alay edip dalga geçme türünden bir melodramdı.

Evet onunki, görünüşe göre, 1990’lı yıllarda “derin ürünMüslüm Gündüz’ün Aczmendilik diye bir prefabrik tarikat kurup şeyhlik taslaması ve “Sizin tarikatlarınız benim kurduğum tarikat gibi soytarılık mektebi, şeyhleriniz de işte benim gibi şarlatan” mesajını vererek Müslümanlarla ‘kafa bulması’ türünden bir oyundu.

*

Elinizdeki kitap, esas itibariyle, Adnan Oktar’ın Harun Yahya imzasıyla yayınlanmış olan Hayalin Diğer Adı: Madde kitabına karşı 13-14 yıl önce kaleme alınıp internet ortamında bir yazı dizisi şeklinde yayınlanmış bir reddiyedir.

Ona burada bir ‘giriş” eklemiş bulunuyoruz.

Maddî dünyayı hayal kabul eden Adnan, kitabında sofist şüphecilik (septisizm), agnostisizm (bilinemezcilik) ve İbn Arabîci vahdet-i vücutçuluğu mezcederek yeni bir terkip ortaya koyuyor, ve o karışımı ‘modern bilim’ kazanına batırıp çıkartıyor, üstüne de postmodernizm sosu dökerek Ehl-i Sünnet’e mal ediyordu.

Bu reddiye ile, Adnan’ın Ehl-i Sünnet istismarının maskesini düşürmeyi ve Ehl-i Sünnet itikadını savunmayı hedeflemiştik.

Okumakta olduğunuz kitabın hikâyesi bundan ibarettir.


SELANİKLİ MUSTAFA ATATÜRK’ÜN OSMANLI DEVLETİ’NE "AÇIK" İHANETİ

  UĞUR MUMCU'NUN DİLİNDEN KARABEKİR-ATATÜRK KAVGASI – 39   Bir önceki bölümde, Selanikli’nin, (Tevfik Paşa kabinesinin güvenoyu almasın...