"Erdoğan, sen aslında kendine darbe yaptın haberin
yok" demiş.
Diyen, AKPARTİ’nin demirbaşlarından biri.. Partinin
eski İzmir milletvekili..
Bu sözü üzerine, kesin ihraç talebiyle AKP Merkez Disiplin
Kurulu'na sevk edilmiş.
Vikipedi, bu şahsı Türk
gazeteci, yazar ve siyasetçi olarak takdim ediyor.
16 Ocak 1963'te Konya’da doğmuş, Ankara Üniversitesi
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Bölümü’nden mezun olmuş, Atılım Üniversitesi’nde
(Böyle bir üniversite varmış) Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden master
derecesi almış.
*
Siyaset macerasına gelince…
Her devirde adam olmayı değilse de her devrin adamı olmayı başarmış.
53, 54 ve 55. Hükümetlerde Başbakan Başdanışmanlığı
yapmış.. İlkinin başbakanı Mesut Yılmaz, ikincisinin Erbakan, üçüncüsünün ise (Ki
28 Şubat hükümeti) yine Mesut.
AKPARTİ iktidara gelince yıldızı iyiden iyiye parlamış..
25.ve 26. dönem İzmir milletvekili olmuş.
Eşi Funda da AKPARTİ tarafından 2018 ila 2022 yılları arasında Uşak valisi
olarak taltif edilmiş.
*
Bu şahıs, eşi Funda Kocabıyık Uşak valisi olunca, medyada eski
fanatik Fethullahçılığıyla gündeme gelmişti.
Odatv.com'un onunla ilgili haberinin başlığı şöyeydi:
“AKP'li Hüseyin Kocabıyık: ‘Son 1000
yılın en büyük Türk büyüğü’”
Evet, Hüseyin Kocabıyık, Fethullah Gülen için
bunu demiş: "Son 1000 yılın en
büyük Türk büyüğü".
Fakat nasılsa
FETÖ’cü damgası yememeyi başarmış.
*
(Demek ki “derin”liklerde bayağı sıkı bir “torpil”i ya da “bağlantısı” var.
Duruma göre
Mesutçu da olabiliyor, Erbakancı da, Erdoğancı da, Fethullahçı da, İmamoğlucu
da.. Tam bukalemun.
Belki de
görev icabıdır bu, bilmiyoruz.
Son "operasyonel çıkış"ına gelince..
Bir cepheyi
çökertmenin yollarından biri, oradan bazı kişilerin göstere göstere firar etmesini sağlamaktır.
Çünkü cesaret de, korku da, panik de bulaşıcıdır..
Bir yerde bir kişi saldırdığında genelde
herkes saldırır, bir kişi kaçtığında da kimi zaman herkesin topluca kaçmaya başladığı
görülür.
Akıntıya karşı yüzmek, rüzgâra karşı yürümek zordur, her kişinin kârı değildir, er kişinin kârıdır.
Bu Hüseyin
Kocabıyık’ın hiçbir şeyin netleşmediği böylesi bir belirsizlik ortamında böyle bir “risk” alması ve velinimeti
Erdoğan’a kafa tutması “hayatın olağan akışı”na uymuyor.)
*
Odatv’nin bu Hüseyin’le
ilgili haberini aşağıya alıyoruz.
O haber
üzerine tenbihwordpress.com’da bu şahısla ilgili bir eleştiri
yazısı yayınlamıştık.
Nedeni, bu fırıldağın “dincilik-dindarlık” ayrımı ekseninde İslamcılık (dolayısıyla İslam)
düşmanlığı yapmış olmasıydı.
Şunları
yazmıştık:
AKP
İzmir eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın
böyle gündeme gelmesinin nedeni, eşi Funda Kocabıyık’ın Uşak valisi olması..
Funda hanımın asıl mesleği felsefe öğretmenliğiymiş..
Önce
Milli Eğitim Bakanlığı’nda genel müdür yapılmış, şimdi de vali..
Vali
olarak atanması isabet olmuş, böyle başa böyle traş..
*
İmdi, Fethullah Gülen için “Son bin yılın (100 yılın, 500 yılın da değil) en büyük Türk
büyüklerinden biri” “saptamasını” yapan bir adamın
milletvekili olması, yani bu milletin vekili olması, hem de AKP’den vekil
olması, bu memleketin durumunu çok güzel anlatıyor.
Bunlardaki
firaset, basiret, akıl, fikir, izan işte bu..
Ha, Recep Tayyip Erdoğan hazretleri Hüseyin efendiden
daha mı iyi durumda derseniz, aklıma 2013 yılı Türkçe Olimpiyatları’ndaki “Bitsin bu hasret!” şarkısı gelir.
*
Odatv, Hüseyin Efendi’nin Yeni Asır gazetesinde yayınlanmış bir yazısını
aktarmış..
Tarih,
12 Aralık 2009..
Bu
Hüseyin, Fethullah‘ı yağlayıp cilalayarak başladığı
yazısında, “Dindarları sever, dincilerden nefret ederim” diyor.
Kafa
bu olduğu için, karısı valiliği hak ediyor. Hem “derin devlet“e göre,
hem de “Arap Baharı’nın laiklik havarisi ‘Aziz Atatürk'çü Recep“e
göre bir adam.
Tam
bu düzen için biçilmiş kaftan.. Bundan iyisi Şam’da kayısı..
Dindarları
severmiş, dincilerden nefret edermiş..
*
Dindar,
Fethullah.. (Övünmek gibi olmasın, ben dinciyim.)
Silahdarları
severmiş, silahçılardan nefret edermiş.
Hazinedarı
severmiş, hazineciyle arası yokmuş.
Kincilerden
nefret edermiş de, kindarlara sempati duyarmış..
Yakışanı
bu, böyle geri zekâlılardan ancak dinci-dindar aptalca ayrımını
yapmaları beklenir.
Ve
de dincilerden nefret etmeleri..
İşte
ben de böyle, Fethullah gibi birini son bin yılın en büyük Türk büyüğü
ilan edebilen geri zekâlılardan nefret ediyorum.
Elimde
değil.
Fırıldağı
geçtik, helikopter pervanesi gibi döneklik yaparak, aynı adama şimdi de son bin
yılın en büyük şeytanı muamelesi yapan bu geri zekâlı yağ tulumlarından (bidon
da diyebilirsiniz), evet, iğreniyorum.
*
Bu
geri zekâlı döneğe, uçak motoru pervanesine göre, Fethullah Gülen “Evrensel Türk Rönenansını
başlatan bir Türk mucizesi“ymiş..
Fethullah’ta
mucize değilse de harikuladelik anlamına gelen
bir taraf olduğunu ben de kabul ediyorum.
Bu
AKP taifesinin nasıl bir angutlar ve dönek pervaneler koleksiyonu olduğunu
inkâra mahal bırakmayacak şekilde belgeledi.
Onun
karşısında fazla dönmekten feleklerini şaşırdılar, ne diyeceklerini de bilemez
hale geldiler.
Sarkacın
“Ne aldatan olduk, ne aldanan” ucunda mı, “Maalesef aldatıldık, aldandık” tarafında mı
duracaklarını bilememenin sarhoşluğunu hâlâ üzerlerinden atabilmiş değiller.
*
Bu
AKP milletvekili, Fethullah’ı eleştirenler için bazı iltifatlar da yağdırmış..
Onları
“ceviz büyüklüğünde beyinli” olmakla suçluyor.
Bence
haksızlık ediyor.
Fethullah’ı
en çok eleştirme rekorunu kırmış olan Recep Tayyip Erdoğan‘ın
beyni bence diğer insanlarınki kadar.
*
Hüseyin
fırıldağına (pervanesine) göre, bu büyük Türk (yani
Fethullah) aleyhine psikolojik savaş taktikleri kullanılarak tezvirat
yapılıyormuş. (Psikolojik savaştan da anlıyormuş.)
Sıradan
insanların bu ağır taarruza duygularını ve algılarını kapatabilmesi kolay
değilmiş.
Ama bu büyük Türk‘e kem gözler ve kem sözler zarar
veremezmiş.
Bu büyük Türk Sokrat, Galile, İmam-ı Azam,
Hallac-ı Mansur ve Pir Sultan Abdal gibi biriymiş.
*
Hüseyin
fırıldağı örneklerini özene bezene seçmiş..
Sokrat,
kendi devleti tarafından cezaya layık görülüp idam edildiyse ne gam!..
Hallac-ı
Mansur zamanın mahkemesi tarafından idama mahkum edildiyse ne çıkar!
İmam-ı
Azam hapiste öldüyse, kaybeden taraf mı sayılır!
Bu
durumda, şimdi Fethullah’ı suçlayan çevrelere (en başta da Recep Tayyip Erdoğan‘a) bu sözler çerçevesinde Engizisyonculuk vs. rolü düşüyor demektir.
Aslına
bakılırsa, bu ülkede, bu Hüseyin’in yazdıklarının benzerlerini söylediği
için FETÖ’cü damgasını yiyerek pişmiş tavuğun
maceralarının tadına bakan dünya kadar insan var şu anda.
Maşallah
bu Hüseyin kedi gibi hep dört ayak üstüne düşmüş.
*
Hüseyin, “Bazen değer düşmanı bir toplum olduğumuz
duygusuna kapılıyorum” diyor.
Neden
kapılıyormuş?
Şundan: Tarihin bize bahşettiği olağanüstü insanları (Burada
Fethullah oluyor) kendi ideolojik önyargılarımız yüzünden anlamıyormuşuz.
Hatta marazi bir biçimde düşman belliyormuşuz.
Kendi
içimizden çıkmış ve bütün dünyayı insanlık
değerleri adına etkileyen büyük bir insana böylesine
hoyrat davranacak kadar ideolojik hastalıkların
pençesinde kıvranan bir toplummuşuz.
*
Bence,
Recep Tayyip Erdoğan bu suçlamaları hak etmiyor.
Ve
Hüseyin fazla karamsar, fazla kötümser..
Halbuki hiç gerek yok.. Hayat güzel..
Bakın, fırıldak (pardon pervane) Hüseyin’in ve onun bulunmaz Hint kumaşı eşinin değerini Recep Tayyip Erdoğan (ve tabiî ki bizim “derin devlet”imiz) pek âlâ anlamış.
*
AKP'li Hüseyin Kocabıyık: "Son 1000 yılın en büyük Türk büyüğü"
AKP İzmir eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın eşi Funda Kocabıyık Uşak valisi oldu.
