Şu sıralarda okumakta olduğum
kitaplardan biri, Abdurrahman Dilipak’ın Menderes Dönemi adlı eseri.
Ara sıra üç beş sayfa okuyordum.
Dün son sayfalara, darbe günlerine
geldim.
1960’ta bugünküne benzer şeyler
yaşanmış.
Hükümet (daha doğrusu Bayar) Menderes'in istememesine rağmen CHP’nin (özellikle de İnönü’nün) üstüne fazla gitmiş.
İnönü şurada burada tartaklanmak
istenmiş, seyahat özgürlüğü engellenmeye çalışılmış.
Bunun ardından öğrenci olayları
patlak vermiş.
*
Olaylarda üç öğrenci ölmüştü.
Biri
Harp Okulu öğrencisiydi, ikincisi Orman Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Turan
Emeksiz’di, üçüncüsü ise Nedim adlı bir lise öğrencisi.
Nedim, askerlere çiçek vermek
isterken kazara tankın önüne düşüp ezilmişti.
Polis takibi korkusuyla birçok
öğrenci evlerine ve yurtlara gitmemiş, söz konusu öğrencilerin öldürülmüş
olduğu şayiası çıkarılmıştı.
Birileri, öğrencilerin öldürülüp
kıyma yapıldıkları, cesetlerin asfalt dökülen yolların altına gömüldükleri
söylentisi çıkarmışlardı.
Bu arada Atatürk “mevlid”çişi Behçet
Kemal Çağlar hemen Turan Emeksiz için bir ağıt döşenmişti.
Ölen Harp Okulu öğrencisi, büyük
tantanayla Anıtkabir’in eteklerine gömülmüştü.
*
Doğal olarak, devletin hafızasında
bunlar var.
O yüzden güvenlik güçleri, tahriklere
kapılmamaya, yerli ve yabancı provokatörlerin oyununa gelmemeye çalışıyor.
Bu da, CHP’lilerin şımarmasına yol
açıyor.
Öğrenciler dersen, kendilerini birşey
biliyor zanneden, dolduruşa getirilmeye hazır cahil bir kitle (Ki gençlikte
hepimiz bir parça öyleydik).
Şehzadebaşı Camii’nde itikafta olan
(Ramazan’ın son 10 günü için camiye kapanıp 24 saatini camide geçirmekte bulunan)
bir tanıdığımla konuştum, caminin kenarına on binlerce kişi geldiği halde
hiçbirinin bir vakit namazı için bile camiye gelmediğini, fakat caminin bahçesine
girip mezarların üzerinde densizlikler yaptıklarını, birçoğunun elinden bira
şişesinin düşmediğini, hayvanca hareketlerde bulunduklarını, birbirlerini itidale
de davet etmediklerini, medyanın da bu densizliklere tepki gösteren sıradan
genç vatandaşları “cihatçı” vs. diyerek abartılı bir dille haber konusu yaptığını
söyledi.
*
CHP’nin ve CHP’ye sızmış olan
azgınların şunu anlaması gerekiyor: Türkiye, 1960’ın Türkiyesi değildir.
Ne dünya eski dünyadır, ne de Türkiye eski Türkiye.
Köprülerin altından çok sular
akmıştır.
Toplum da, devlet de belli bir değişim
yaşamıştır.
Olaylar çığırından çıkarsa Türkiye,
Suriye gibi uzun sürecek bir şiddet sarmalının içine girebilir ve sonunda
kaybeden taraf da bu yangına benzin dökmeye çalışanlar olur.
Bizden söylemesi.