Sosyal medyada Halis Bayancuk ile İhsan
Şenocak kapışmışlar.
Şenocak, Hz. Yusuf aleyhisselam üzerinden
birşeyler söylüyor, Bayancuk’u aşağılıyor.
İhsan efendi, senin Halis Bayancuk’a karşı
ileri sürdüğün argümanların hepsini bir FETÖ’cü de (Fethullahçı Takiyye
Örgütü mensubu da) sana karşı aynen kullanabilir.
Aynen..
Kendilerinin bugünkü durumlarını aynı
gerekçelerle savunabilir ve haklı gösterebilirler.
Bu noktada Halis Bayancuk’un tekfirci olarak
nitelenen tutumu ile FETÖ’ye karşı kullanılan “resmî” söylem arasında
bir fark yok.
Peki, ey “laik Türkiyeci, devletçi” Ehl-i
Sünnetçiler, FETÖ’ye yönelik tekfirci söyleme karşı, Halis Bayancuk ile
arkadaşlarına karşı sergilediğiniz şiddet ve celalin bir kırıntısını olsun
sergilediniz mi?
(FETÖ karşısında laik devletin sorgusuz
sualsiz safında yer alan tüm cemaat ve gruplar bu sorunun muhatabı.. Aynı
şekilde Diyanet Teşkilatı da.)
*
FETÖ ile mücadele siyasal iktidarın (ve
devletin) hakkıydı.. Çünkü dış bağlantıları vardı.
Ancak, FETÖ’cü diye nitelenen insanlara
yapılan muamele haddini aştı.
Haklı haksız denilmeden bir sürü insan aynı
torbaya konuldu, zulüm gördü.
Ve bu insanlara olmadık hakaretler
reva görüldü.. Tekfir edildiler.
Tamam, bu Halis Bayancuk ile arkadaşları
da birilerini tekfir ediyorlar da, tekfir ettikleri kişilere, sizin FETÖ’cülere
yönelttiğiniz hakaretleri yaptılar mı?!
Onların şirketlerine el mi koydular?!
Onları işlerinden mi attılar?!
Açlığa mı mahkum ettiler?!
Kelin ilacı olsa kendi başına sürer..
Halis’in kendisi hapis yattı, nerde kaldı ki başkalarını hapse göndersin..
Asıl tekfirci Halis değil, bu laik
(siyasal dinsiz) devletin eli sopalı, dili uzunları.
Madem devlet laik, FETÖ ile uğraşılırken din
iman işin içine katılmadan salt siyasal mülahazalarla hareket edilmeliydi.
Üstelik bu Türkiyeci Ehl-i Sünnetçilerin (devletin her dine eşit mesafedeki laikliğinin hatırına) “Her
inanç saygındır” dediklerine de şahit olunabiliyor..
Şahit olduk..
Eğer her
inanç saygın ise, FETÖ’cülerin “özel” inançlarına da saygı duyulması gerekirdi.
Hayır, her inanç saygın değildir.. Fakat bu
laik (siyasal dinsiz) devletin birilerinin dindarlığı hakkında not vermeye de
hakkı yoktur..
Tutarlılık devlete de lazım.. Beyan, öncelikle sahibini bağlar.
Devlet (adına devlet denilen siyasetçi ve bürokratlar taifesi) önce kendisine baksın.. Doğru yolda olmak
istiyorsa, önce devletin resmî dininin İslam olduğunu ilan etsin, ondan sonra konuşsun..
“Dinime dahleden bari müselman olsa!”.. Dinsiz (siyasal dinsiz) değil de müslüman olduğunu söyleyebilse..
Kamalist (Selanikli Mustafa Atatürk’ün
ilke ve inkılaplarına iman etmiş) bir devletin İslam ve müslümanlar hakkında
konuşmaya hakkı yoktur.
*
FETÖ’cülerin, Hristiyan ve Yahudiler’in
küfrünü (ve cehennemlik olduklarını) ilan noktasından (yani Ehl-i Kitab’ı
tekfir noktasından) sorun yaşadıkları görülüyor.
Böylece, başka yazılarımızda açıkladığımız
gibi, Kur’an’la ters düşüyorlar.. Hristiyan ve Yahudiler’in
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’i ve Kur’an’ı
tasdik etmelerinin şart olmadığını savunur hale gelmiş durumdalar.
İçlerinden bazıları, küfür olan bu
düşünceyi yaymaya çalışıyor, ve diğerleri bunu sessizce izliyorlar.
Bu, kabul edilebilecek, hoş görülebilecek birşey
değil.. Küfre küfür demedikleri için küfre düşüyorlar.
Aynı durum, laiklik (siyasal dinsizlik)
bahsinde de geçerlidir.
Laikliğin küfür olduğunu kabul etmeyen, İslam’a
aykırı olmadığını ileri süren, küfre düşer.
Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin söylemiş olduğu gibi, böylesinin küfre düşmüş olacağından şüphe eden de küfre düşer.
Küfür, küfürdür kardeşim!
Küfür, yerli ve milli olunca, senin ağababaların tarafından benimsenince makbul hale gelmez.
FETÖ'yü tarttığınız terazi ile kendinizi de tartmaya ihtiyacınız var.
*
FETÖ'nün tek kusuru "dinler arası diyalog" hurafesi değil..
Bir zamanlar yerli-milli idiler, "laik devletçilik" yapıyorlardı.. Fethullah'ın "Devlet-i Ebed Müddet" diye bir şiiri var.. "Devletçilik" yapıyordu.. Sıkı devletçiydi.
Cemaat (klik) olarak Siyasal İslam'a karşı "kültürel müslümanlığı" savundular, İslam'ı bölüp parça parça ettiler..
Abant Platformu toplantılarında laiklik ve demokrasi havariliği yaptılar..
Adamlardaki yamukluk ve sapmalar kimsenin umurunda olmadı, Fethullah'a bol keseden "hocaefendilik" madalyası takıldı.
Şunu da unutmayalım:
FETÖ'nün hristiyan Batı ile "sivil toplum" ayağından kurduğu ittifak/müttefiklik ilişkisini laik Türkiye Cumhuriyeti "devlet" düzeyinde kurdu, ve "değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez" Avrupa Birliği hedefinin ortaya koyduğu gibi, bu ittifak bağını kopmaz hale getirmeye çalışıyor.