"MESELE VATANSA FİLİSTİN'DEKİ İSRAİL ZULMÜ TEFERRUATTIR"



İstediği savaşı aldı.


Ara sıra medyada, falanın filanın, falan partinin filan kliğin sosyal medya trol ağlarından söz edildiğini görüyoruz.

En son İçişleri Bakanlığı'nın Emniyet Genel Müdürlüğü kapısı önündeki canlı bomba hadisesi üzerine bu konu gündeme geldi.

Süleyman Soylu'nun trollerinin yeni bakan Ali Yerlikaya'ya karşı dakikalar içinde harekete geçtikleri söylendi, yazılıp çizildi.

İmdi, asıl ilgi alanı ya da çalışma sahası psikolojik savaş ve algı operasyonu olmayan kurum, kuruluş ve şahısların bile böylesi trol ağları kurdukları bir ülkede istihbarat teşkilatlarının, mesela MİT'in bir trol ağının bulunmadığını, kamuoyu oluşturmak için geniş sosyal medya ağları oluşturmadıklarını ve sosyal medya fenomeni ya da meraklısı gibi görünen elemanlarının bulunmadığını düşünebilir miyiz?

Şüphesiz düşünebiliriz.. MİT'teki beyefendi ve hanımefendilerin hiç çalışmadıklarını, yan gelip yattıklarını kabul edersek..

*

Milli Gazete'nin internet sayfasındaki haberin başlığı şöyle: "Oğuzhan Uğur’dan çok konuşulacak İsrail paylaşımı: Filistin halkı diz çökecek".

Spotta ise şu söyleniyor: 

"Yaptığı siyasi programlarla adını sıkça duyduğumuz sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur Filistin ve İşgalci İsrail arasında yaşanan çatışmayla ilgili çok konuşulacak bir paylaşım gerçekleştirdi."

Oğuzhan Uğur'un MİT'çilerin sosyal fenomeni olup olmadığını ben bilemem..

Fakat eğer olsaydı, MİT'çilerin Milli Gazete'deki adamlarından birine, eleştiriyormuş ayağından Oğuzhan Uğur'un mesajının yayılması direktifinin verilmiş olduğunu düşünürdüm.

Her neyse.. Haberin metni şöyle:

Sıkça siyasi meselelere dair programlar yapan ve geniş bir takipçi kitlesine sahip olan sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur, Filistin ve İşgalci İsrail arasındaki çatışma hakkında dikkat çeken bir paylaşım yaparken “Filistinliler, açgözlü dedelerinin sattıkları topraklar üzerine kurulmuş İsrail’e intihar saldırısı yaptı.” Sözleri büyük tepki topladı.

“İSRAİL FİLİSTİN HALKINA DİZ ÇÖKTÜRECEK”

İsrail’in Filistin halkına diz çöktürene kadar saldırılara devam edeceğini belirten Uğur İsrail’in dünyanın desteğini de alacağını belirtti.

 Oğuzhan Uğur skandal paylaşımında şunları ifade etti.

Filistinliler, açgözlü dedelerinin sattıkları topraklar üzerine kurulmuş İsrail’e intihar saldırısı yaptı. Bu defa kaybettikleri yalnızca üzerine bombalı yelek giydirdikleri fedaileri de olmayacak. İsrail bu defa bölgesel operasyonun ötesinde, dünyanın desteğini de alarak Filistin halkına diz çöktürene kadar saldıracak.

Haberin sonuna söz konusu paylaşımın tamamı yerleştirilmiş.

Şöyle:

 


*

İsrail’in Filistinliler’e cevap vereceği doğrudur..

Fakat bu, İsrail’in de yeni cevaplar almasına yol açacaktır.. Nihayetinde de yıkılacaktır.

Oğuzhan Uğur’un mantığına ve diline gelince.. Adam sanki gazetecilik heveslisi bir sosyal medya meraklısı değil de Türkiye’nin dış politikasından sorumlu bir bürokratmış gibi yazıp çizmiş.

İmdi, siyaset denilen yalan dolan sanatında iktidar ya da muhalefet olmanıza göre diliniz değişebilir.. Muhalefetin sırtında yumurta küfesi bulunmadığı için daha rahat konuştuğu görülür.. Nitekim Kılıçdaroğlu açıkça Filistin’e destek verirken dünya lideri, mazlumların umudu, “Dünya beşten büyüktür” filozofu Erdoğan taraflara itidal tavsiye ederek topu taca attı..

Böyle bir ortamda bir sosyal medya borazanının kullandığı dile bakın..

Bu tür durumlarda aslında iktidarın dış politikada manevra alanı kazanması ve dünyaya karşı “kamuoyu tepkisi” bahanesinin ardına sığınabilmesi için muhalefetin ve medyanın hamasi duruş sergilemesi istenir.

Muhalefetin ve medyanın keskinliği iktidarın (içeride) aleyhine olsa da (pazarlık marjı ürettiği için dışarıda) milletin ve ülkenin menfaatinedir.

Ancak, iktidarlar (vatandaki) kendi bekalarını ülkenin menfaatinin önüne aldıklarında bunu önemsemezler.

*

Filistinliler’in açgözlü dedelerinin toprak sattıkları doğru da, işgal edilmiş topraklar da var..

İsrail dünyanın desteğini de alarak Filistinliler’e diz çöktürene kadar saldıracakmış.. Öyle diyor yerli milli fenomen.

O zaman sen ülke olarak Filistinliler’in yanında dur da “dünya”dan değil de dünyanın bir kısmından söz edilebilsin..

Hani dünya beşten büyüktü?.. Niye sen dünya karşısında bu kadar küçüksün?

Hem, şayet gerçekten inanıyorsan, Allahu Teala beşten de, dünyadan da büyüktür.

*

Oğuzhan Uğur’un MİT’çilerin stratejik akıl ya da ukalalıklarını hatırlatan bir cümlesi şöyle:

“Ülkeler kime destek vereceğini açıklarken, satranç tahtası üzerindeki konumunu belirliyor.”

MİT’çiler bu satranç tahtası lafını pek sever, “kıymetlendirme”lerinde kullanmaktan acayip hazzederler.

Uğur’un son cümleleri ise bildiğimiz ezberlerden:

“Mesele vatansa, gerisi teferruattır. Dünya kaynarken elimizde tutmamız gereken tek bayrak, Türk Bayrağıdır. Rabbim bu millete savaş yaşatmasın.”

Saçmalık.. Taraflara itidal tavsiye eden Erdoğan’ın bu savaşa bulaşacağı yok.. Türkiye, Filistin bayrağı için savaşmaz..

Bu işe bulaşsa bulaşsa, “Az nutuk, çok cihad.. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.. Irk ve ırkçılık yok, ümmet var” diyen Afganistan bulaşır.. Laf ebesi İran da bulaşmaz.

Nitekim, haber doğruysa, Afganistan İslam Emirliği, Kudüs’e asker göndermek için aradaki ülkelerden resmen izin istemiş.

Oğuzhan’lar uyuyan olmaya ve keyiflerine bakmaya devam edebilirler, Türkiye Cumhuriyeti itidalden taviz vermeyecektir.

*

Fenomenin şöyle bir cümlesi de var:

“Savaş çığlıkları atanlar görmüyor, bizi savaşa göndermenize lüzum yok, savaş bize geliyor.”

Savaş sana Filistin’den gelmez..

Başka taraftan gelir..

Nitekim 50 yıl önce gelmişti, Kıbrıs’ta savaşmak zorunda kaldık.

*

Mesele vatansa, gerisi teferruattırmış..

İsrail’in son gelişmelere nasıl tepki vereceğini herhalde Filistinliler de tahmin ediyordur.. Demek ki “Mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır” diyorlar.

Tabiî bu söz de mantıksızlık harikası bir laf kalabalığı..

Bu içi boş slogan çerçevesinde düşünülürse, evet mesele vatansa, vatanda vatandaş olabilmekse, kölelik de, esaret de, hürriyetsizlik de, şahsiyetsizlik de, imansızlık da, dinsizlik de teferruat haline gelir.

Yok mesele vatanın bağımsızlığı ise, bundan maksat milletin bağımsızlığıdır, toprak parçasının (vatanın) bağımsızlığı (hiçbir sahibinin olmayışı) değil.

Dolayısı ile, burada mesajın şu şekilde formüle edilmesi gerekirdi: Mesele milletin bağımsızlığı ise gerisi teferruattır.

Çünkü şerefinizi, haysiyetinizi, namusunuzu, haklarınızı, dininizi bağımsızlık sayesinde koruyabilirsiniz.

Gerçek bir bağımsızlık sayesinde..

Dininizi koruyamıyorsanız, bağımsız değilsiniz demektir.

*

Bu sözü, Atatürk soyadını kendisine yakıştırmış olan kişinin söylemiş olduğu iddia ediliyor.

Bence, söylemiş olamaz.

Çünkü, İstiklal Harbi sırasındaki politikası şöyleydi: “Mevzubahis olan benim başında bulunduğum yeni Türk devletinin ve TBMM hükümetinin tanınması ise vatan da teferruattır.”

Fransızlar tarafından Ankara hükümetinin tanınması karşılığında (TBMM’nin kabul ettiği Misak-ı Milli çerçevesinde) vatan toprağı olan Kuzey Suriye’yi Fransa’ya bıraktı.

Şöyle demiş oluyordu: “Mevzubahis olan benim iktidarımın tanınması ise vatan da teferruattır.”

Bu politikası Lozan’da da devam etti.. O gün için vatan olan Musul, Kerkük ve Batı Trakya elden gitti..

Dolayısıyla bu sözü Mustafa Kemal Atatürk söylemiş olamaz.

Ya da laf olsun torba dolsun, mantıksız ukala taifesi bununla oyalansın diye söylemiştir.

Kötü olan şu ki, günümüzde bazıları bu sözün arkasına sığınarak “Vatan meselesidir” deyip birilerinin canına okuyabiliyorlar.

“Mevzubahis olan vatansa hak, hukuk, adalet, insanlık, din, iman, namus, şeref, haysiyet teferruattır” diyebiliyorlar.


SELANİKLİ MUSTAFA ATATÜRK’ÜN OSMANLI DEVLETİ’NE "AÇIK" İHANETİ

  UĞUR MUMCU'NUN DİLİNDEN KARABEKİR-ATATÜRK KAVGASI – 39   Bir önceki bölümde, Selanikli’nin, (Tevfik Paşa kabinesinin güvenoyu almasın...