https://www.academia.edu/85083513/Kurtulu%C5%9F_Sava%C5%9F%C4%B1n%C4%B1n_Sans%C3%BCrs%C3%BCz_Tarihi
KURTULUŞ
SAVAŞI’NIN
SANSÜRSÜZ
TARİHİ
Dr.
Seyfi SAY
ÖNSÖZ 4
I - ÇANKAYA YAZARI FALİH RIFKI ATAY’IN TEZİ ŞU MUYDU: “İNGİLİZLER,
MUSTAFA KEMAL’İN YENİ BİR DEVLET KURUP OSMANLI’YA YAŞAM ALANI BIRAKMAMASI İÇİN
ŞARTLARI HAZIRLAMIŞLARDI” 5
II -
“PARALEL DEVLET” KURMAK İSTEYEN MUSTAFA KEMAL ÇOK ŞANSLI, İNGİLİZLER DE SALAK
MIYDI? 13
III -
“MEVZUBAHİS OLAN, BAŞINA BENİM GEÇECEĞİM YENİ BİR MECLİS İSE, VATAN DA TEFERRUATTIR”
21
IV
- İNGİLİZLER, ATATÜRK’Ü MALTA’YA SÜRMEK BİR YANA, ONA ANADOLU’YA GEÇME VİZESİ
VERİRKEN, MECLİS-İ MEBUSAN’IN ÖNDE GELEN MİLLETVEKİLLERİNİ MALTA’YA SÜRMÜŞLERDİ
31
V -
ERZURUM KONGRESİ YA DA “ERZURUM TAKİYYE VE GİZLİ GÜNDEMİ” 45
VI - “SÖZDE” YUNAN
SALDIRISI BAHANE EDİLEREK “SİYASÎ TEKFİR”E TABİ TUTULUP ÖLÜME MAHKUM EDİLENLER 57
VII - ADI UNUTULAN
KAHRAMANLAR… VE ZAFERDEN SONRA MAKAM MEVKİLERİ KAPIP EDEBİYATÇILAR TARAFINDAN
ŞİŞİRİLEN SAHTEKÂRLAR 71
VIII
- “ORDULAR, İLK HEDEFİNİZ KAYSERİ!” 83
IX -
“BENİ DİKTATÖR YAPMAZSANIZ SAKARYA’YA, CEPHEYE GİTMEM! KAYSERİ’YE GİDERİM! MEVZUBAHİS OLAN BENİM İSTEKLERİMSE VATAN
DA TEFERRUATTIR” 106
X - KARİZMATİK ŞANS: “KAÇAK KEMAL” YA DA “FİRARİ
ATATÜRK” DEĞİL, DAHİ LİDER 132
XI - DEHA DEĞİL, BELKİ KURNAZLIK.. 157
XII - FALİH RIFKI’YA GÖRE, ATATÜRK (II.
ABDÜLHAMİD’İN AKSİNE) EVHAMLI, PARANOYAK YA DA ÖDLEK DEĞİLDİ, İHTİLALCİYDİ 173
XIII
- MUSTAFA KEMAL’DEN “MİLLET İRADESİ”NİN SIRTINA TEKME, FRANSIZ İRADESİNE
TESLİMİYET 188
XIV - “MEVZUBAHİS OLAN GÂVUR ŞAPKASIYSA,
TÜRK’ÜN HAYATI TEFERRUATTIR” 209
XV -
MİSAK-I MİLLÎ’YE (ULUSAL YEMİN) BAĞLI KALINSAYDI, (ŞAPKA GİYMEYENLER DEĞİL)
MUSTAFA KEMAL İLE HEMPALARI VATANA İHANETTEN YARGILANIP İDAM EDİLİRLERDİ 228
XVI - MUSTAFA
KEMAL’İN ASIL MİSYONU 241
ÖNSÖZ
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
Elhamdülillâhi Rabbi’l-‘âlemîn. Ve’s-salâtü ve’s-selâmu ‘alâ Rasûlinâ
Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în. Rahman ve rahîm olan Allah’ın
adıyla.. Salât ve selâm, O’nun elçisi Muhammed Mustafa ile âl ve ashabının
üzerine olsun.
Kurtuluş Savaşı (İstiklâl
Harbi, Millî Mücadele) söz konusu olduğunda ülkemizde bir resmî tarih - gayriresmî
tarih savaşının yaşandığı biliniyor. Bu açıdan bakıldığında, elinizdeki kitabın
resmî tarih kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini itiraf etmek zorundayız.
Çünkü, bu çalışmanın temel kaynağını, Atatürk’ün “has adamı” Falih Rıfkı
Atay’ın Çankaya adlı kitabı oluşturuyor. Bir başka deyişle, her ne
kadar yer yer başka kaynaklara da atıfta bulunuluyorsa da, elinizdeki eserin
omurgasını Falih Rıfkı’nın açıklamaları teşkil etmektedir.
Bununla birlikte resmî
tarihin gedikli sözcülerinin bu kitaptan pek ‘hazzetmeyeceklerini’ baştan
söyleyelim. Bunun da nedeni, ezberleri tekrarlamak yerine tenkidî ve tahlilî,
bir başka deyişle kritik-analitik ya da eleştirel-çözümlemeci bir yöntemle kaleme
alınmış olmasıdır. Okurlar bu kitapta İstiklâl Harbi’nin ve Atatürk’ün bugüne
kadar görmeye alıştıkları makyajlı ya da boyalı-cilalı halini değil, sahici bir
resmini bulacaklardır.
Kitabımızın adı her ne
kadar ‘sansürsüz’ kelimesini içeriyorsa da, bunun izafî/görece ve nisbî bir
sansürsüzlük olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Çünkü, Atatürk’ü Koruma Kanunu,
sansürsüzlüğün önünü daha baştan kapatıyor. Söz konusu kanunun Demokrat Parti
iktidarı sırasında çıkarılmış olması şaşırtıcı değil, çünkü Tek Parti döneminde
Atatürk zaten her türlü muhalefetten, itirazlardan ve farklı fikirlerden
“fiilen korunuyordu”. Kâzım Karabekir’in yazdığı İstiklâl Harbi ile ilgili
kitabın toplatılıp yakılması bunun çarpıcı bir örneği. Karabekir gibi bir
paşaya bile bu muameleyi reva görenlerin başkalarına ne yapabilecekleri kolayca
tahmin edilebilir.
Bugün eğer İstiklâl Harbi
gerçeklerini bir nebze biliyorsak, bunu Karabekir gibi insanlara borçluyuz.
Bununla birlikte, çok şükür ki, Atatürk’ün Falih Rıfkı ve Mazhar Müfit gibi
yandaşları da, “Şecaat arzederken merd-i Kıptî sirkatin söyler” mısraının
sahibi Koca Ragıp Paşa’nın ruhunu şad edecek şekilde önemli bilgiler vermiş
durumdalar. Onların ifşaatları olmasaydı elinizdeki ‘resmî’ tarih kitabı
yazılamazdı.
17 Ağustos 2022, Üsküdar
I - ÇANKAYA YAZARI FALİH RIFKI
ATAY’IN TEZİ ŞU MUYDU: “İNGİLİZLER, MUSTAFA KEMAL’İN YENİ BİR
DEVLET KURUP OSMANLI’YA YAŞAM ALANI BIRAKMAMASI İÇİN ŞARTLARI HAZIRLAMIŞLARDI”
Falih Rıfkı Atay (1894-1971),
Cumhuriyet döneminin en etkin gazeteci ve yazarlarından biri olarak biliniyor.
İzmir’in kurtuluşundan sonra Mustafa Kemal ile
tanışıp dostluğunu kazanmış ve onu tanıtan anılarıyla ün kazanmıştır.
1923-50 arasında, yani Tek
Parti iktidarı sırasında kesintisiz biçimde milletvekili olarak TBMM’de
bulunmuştur. Vikipedi‘de belirtildiği
gibi, “Atatürk‘e yakınlığı nedeniyle çok önemli olaylara tanıklık
etmiş ve kişisel tarihi Cumhuriyet tarihi ile özdeşleşmiştir”.
Atay’ın Çankaya‘sı, Atatürkçü ya da Kemalistlerin çok
önemsedikleri bir kitap durumunda.
Mesela, Emin Çölaşan şunları yazmış bulunuyor:
“Türk
ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’i alıyor. Genç gazeteci Falih Rıfkı ertesi gün vapurla İzmir’e gelip
Gazi ile ilk söyleşiyi yapıyor. Gazi ile her
konuda yakınlığı ve sofra arkadaşlığı ölümüne kadar -gazeteci
ve milletvekili olarak- sürüyor. 1950′li yıllarda
yazdığı ‘Çankaya’, gerek yorumları ve gerekse ‘insan Atatürk’ü’ anlatan bölümleriyle muhteşem bir
eser. Elimde yetki olsa bu kitabı milyonlarca bastırıp okullarda ders kitabı olarak okuturum.”
(Emin
Çölaşan, “Falih Rıfkı Anlatıyor”, Hürriyet, 9
Kasım 2003.)
Gerçekten de ders kitabı
olarak okutulabilecek bir kitap. Alınacak çok ders var.
Atatürk’ü, muhaliflerinin
değil, “milletvekili yapma, yakınlarından olma imtiyazı tanıma ve sofrasından
ayırmama” da dahil olmak üzere birçok şekilde ödüllendirdiği sadık bir has
adamının anlatımı ile tanımak, tabiri caizse biraz “torpil” geçmek gibi
olabilir ama, önyargısız bir bakış açısı bu tür anlatımlara da sırtını
dönemez.