Mustafa Kaplan’ın Facebook
hesabında yaptığı bir açıklamayı, (konuyla ilgili yazımızdaki
değerlendirmelerimiz dolayısıyla) “iftiracı” konumuna düşmemek için aktarmak
zorundayız:
“Kıymetli arkadaşlar, benim bu sayfa
dışında Facebook'ta hiçbir sahte sayfam yoktur. Bu yaşıma kadar sahtecilik
yapmaya tenezzül etmedim de, şimdi mi edeceğim? Başkasının sözünü bana mâl
edenler iftirâcıdır. Burada yazdıklarımın ise virgülüne kadar arkasındayım.”
Bu açıklamayı yapmış olması iyi..
Ancak, şu ana kadarki “sükut”u ile, o hesap sahiplerinin kendisi adına ya da
kendisinin safında sövüp saymakta olduklarını “ikrar” etmiş gibi oluyordu..
Susarak, okurlarının, o hesap
sahiplerinin “oyun”una gelmelerine izin vermiş oldu. (İnsanlar sahte
hesaplarına sahip çıkmazlar.. Çıkacak olsalar sahte hesap açmazlar.. Fakat
Mustafa Kaplan’ın “taktik” icabı böyle konuştuğuna inanmak istemiyorum.)
Kaplan, okurlarını iftirada
bulunmama hususunda uyardığı gibi kendisi adına sövüp sayan o hesap sahiplerini
de uyarmalıydı, onlar için de bir iki kelam etmeliydi diye düşünüyorum.
*
Burada şunu da belirtmekte yarar
var: İstihbarat örgütleri birisini takibe aldıklarında bunu tek kişi ile
yapmazlar.. Bir adamlarının deşifre olması durumunda geride kalanlar o deşifre
olana sureta tepki gösterirler.
Kaplan’ın safında görünüp (ya da
onun sahte hesabı izlenimi verip) birilerine sövüp sayanların bazıları onun “akılsız
dostlar”ı, bazıları da (Kaplan’ın tescilli küfürbaz görünmesi için ter
döken) istihbarat aparatları olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder