Odatv'deki az gelişmiş zekâlılar kumpanyası mızıkacıları, Ayşe Baykal'ın
röportajını nasılsa yayınladılar, fakat hemen ardından minareye kılıf dikmek
için iğne ipliğe sarıldılar.
Şöyle diyorlar:
Röportajın önemli bölümlerinden biri ise “telefondan gönderildiği iddia edilen fotoğraf” ile ajandadaki notlar…
“Peki, sizin iddialarınıza göre kendisine karşı bu kadar iyi davranan bir ailesi ve eşi varken nefret etmesinin gerekçesi nedir?” sorusuna verilen yanıtta şu ifadeler dikkat çekiyor:
“Bilemiyoruz. Psikolojisinin bozuk olduğu dönemde normalde akıllı telefon kullanmayan kızımız, kocasından akıllı telefon istedi.
(…)
“Kızımız, telefonu eline aldığı bir ara annesi gülüp bir şeyler yazdığını görüyor. ‘Neye bakıyorsun kızım ver bir bakayım’ dediğinde kızı vermek istemedi ama anne bir şekilde elinden telefonu aldı. Ve telefonunda (daha sonra adı dosyada belirtilen bir radyoda program yapan programcıya uygunsuz resim gönderdiğini ve ‘Doğum günün kutlu olsun sevgilim’ tarzında mesajları ve ‘Sen paraları altınları al gel. Biz sana yer hazırladık’ mesajını görüyor. Tabii olarak dünya annenin başına yıkılıyor.”
(…)
“Bu durum da ortaya çıkınca, bu sefer anne başka bir şey çıkar mı diye evin bazı yerlerini karıştırıyor. İçinde özel notlar olan bir ajandaya ulaşıyor ve kızının uygunsuz notlarına şahit oluyor. Anne perişan oluyor.”
“Aileden adını vermek istemeyen kişi”nin açıklamaları böyle…
Bu açıklamaları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık yalanlıyor. Bakan Yanık, skandal ülke gündemine oturduktan sonra yaptığı açıklamada “Mağdur, kuruluşlarımızda kalıyor, okuma yazması yok, ilkokul diploması alınıyor. Aşçılık eğitimi alıyor, İngilizce öğreniyor. Hayatını idame ettirecek şekilde yetişiyor. Dava, bize 2 Aralık 2022’de intikal etti, aynı gün müdahil olduk. Kendisinin ve çocuğunun can güvenliğini riske etmemek için geç açıklama yaptık” dedi.
Bakan Yanık’ın “okuma yazması yok” sözlerinden yola çıkarak…
Okuma yazması olmayan biri, akıllı telefon kullanabilir mi?
Okuma yazması olmayan biri, ajandada not tutabilir mi?
Okuma yazması olmayan biri, akıllı telefondan “sevgilisine” mesaj yazabilir mi?
*
Çok akıllılar ya, soruları peşpeşe sıralamışlar.
Ancak, baltayı taşa vurduklarından haberleri yok.
Çok uyanıklar fakat sıra olayın baş kahramanı kadının laflarına gelince Sülün Osman'ın kazıkladığı zekâsı kıt köylülere dönüşmek için yapmayacakları fedakârlık yok gibi görünüyor.
Kızın okuma yazma bildiği, Savcılığa verdiği ifadeden belli.
Ancak, okuduğunu anlamaktan aciz kişilerin yayıncılık yaptığı bir ülke burası.
Buradan anlaşılıyor ki, Bakan Derya Yanık da bakıp da
görmeyenlerden.. Tam da Akparti'ye yakışır bir bakar kör.
Dünya yansa uyanmayacak.. Derya gibi uykusu var.
Konuya döneceğiz.. Önce bir
parantez açmamız gerekiyor.
*
Olaya, Cevheri Güven adlı
"istihbaratçıların oyuncağı/borazanı" kullanışlı tip de dahil olmuş.
Bu şahsın istihbarat bağlantılarının bulunduğu
açık da, tek taraflı mı, çift taraflı mı, orası biraz karışık.
Çok taraflı çalışan (ya da çok taraflı kullanılan), ilişki kurabildiği herkesle iş tutan biri gibi görünüyor. (Yaptığı gazetecilik türünün şöyle bir özelliği var, kendinizi kullandırmazsanız birilerinden faydalanamazsınız, onlardan bilgi-belge akışı sağlayamazsınız. Kendinizden birşeyler vermelisiniz ki, birşeyler alabilesiniz, kimse size "beleş" hizmet vermez. Salt açık kaynakların analizine dayalı "kullanışlılık"sız, hür ve bağımsız bir gazetecilik ise hem yorucudur, hem de kolay ses getirmez. Ayrıca, arkanızda Alman istihbaratı vs. gibi "koruyucular" da bulunmaz. Yarınınızdan emin olamadan, kendi yağınızla kavrularak yaşar gidersiniz. Sürünürsünüz demeyelim hadi.)
Cevheri'yi CIA'in de, Alman istihbaratının da, içeriden birilerinin de (yerli milli odakların da) kullandıklarını düşünmemek elde değil. (İçeriden birilerinin karşı cepheye sızmak için görevlendirdikleri biri değilse tabiî. Bunu bilmeyeyiz, fakat öyle olmadığından da emin olamayız. İcraat tarzı, seçtiği gazetecilik türü buna müsait.)
Evet, bu Cevheri de, Hiranur Vakfı olayına
büyük bir aşk ve şevkle sarılmış durumda.
Twitter hesabından şöyle bir paylaşımda bulunmuş:
Bu haber H.K.G'nin ne kadar cesur 1 kadın olduğunu gösteriyor hepimize. Karşısına bütün bir dünyayı almış adeta. Yaşadığı emsalsiz travmayı aşma savaşı 1 yana, iş bulmuş, yeni hayat kurmuş. H.K.G.'nin annesi çıkıp açıkça konuşmalı artık.
"Bu haber" dediği haber, Birgün denen paçavranın haberi.
Haberin başlığı şöyle: "6
yaşında ‘evlendirilen’ H.K.G.’nin ifadesinden dehşet ayrıntılar: 10 yaşındayken
biliniyormuş!"
*
Gelelim Odatv zurnasının zırt dediği yere.
Birgün'deki haberde kızın (kadının, her neyse) şu ifadeleri
de yer alıyor:
"Kadir ile aynı evde yaşamaya başladıktan sonra bana bir telefon almışlardı. Geceleri hiç uyumuyordum. Bir tane radyo programına denk gelmiştim. Burada konuşan kişi, kız çocuklarının evlendirilmelerinden bahsediyordu. Ben de Facebook üzerinden bu kişiye ulaştım. Evden kaçmaya karar vermiştim."
Bu kız/kadın, okuma yazma bilmiyordu da, Facebook'a nasıl giriyordu, söz konusu radyo programcısına nasıl ulaşmıştı?. (Kızın annesinin bahsettiği "sevgilim"li mesajlaşmanın, uygunsuz fotoğraf gönderiminin bu radyo programcısıyla ilgili olduğu anlaşılıyor.)
Telefonla ulaşmamış, Facebook üzerinden ulaşmış. Facebook, okuma yazma bilinmeden nasıl kullanılabiliyor?
Odatv'ci süper zekâlar, kılıf ölçüsü almak için minareye tırmanırken donsuz mabadlarının fotoğrafını vermekte olduklarının farkında değiller.
Aynı haberde söz konusu kızın/kadının şu
ifadeleri de yer alıyor:
"Bir gün alışveriş için dışarı gitmiştim. Kadir'e 'arabada bekle ben AVM'den kıyafet alacağım' demiştim. O arabada beklerken ben AVM'den bir telefon aldım. Sonra birlikte eve döndük. Telefonumdan araştırmaya başladım. Çünkü ailem bana 6 yaşında evlendirilmenin normal olduğunu anlatıyordu. Yaptığım araştırmalar sonucunda Wattpad isimli kitap uygulamasında bir abla ile tanıştım."
Kadir kadından parayı esirgemiyor, hesabını sormuyormuş ki, istediği kıyafeti, istediği telefonu marketten sakız alır gibi alıyormuş.
Alsın, fakat, okuma yazma bilmeden telefondan
nasıl araştırma yapıyor?
Rastgele numaraları arayarak "Aloo, ben
filan, çocukken başımdan şöyle işler geçti, sizin fikriniz nedir, LGBT'ci tontiş?" diye mi
soruyordu?
Hayır, böyle yapmamış, arar tararken bir kitap
uygulamasını bulmuş..
Okuma yazma bilmeden kitap uygulamasına
nasıl ulaşıyorsa?
Evet, denize düşmüş kadın, çırpınıp dururken burada ilk rastladığı "abla"sına sarılmış.
Okuma yazma bilmiyor (!) ama "abla"sıyla böyle bir kanaldan irtibat kurabiliyor.
*
Odatv'ci minare terzicisi mabadı meydanda başı kumda devekuşları ise, kızın annesini yalancı çıkarmak için "Kız okuma yazma bilmiyordu ki" diye salağa yatıp yalan söylüyor, kendilerini rezil kepaze ediyorlar.
Bakan Yanık'a gelince, böyle bilip bilmeden
konuşan birinin bakan olduğu bir ülkeden ve onu bakan yapan kafadan ne beklenir
bilemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder