"Dağlar Şamil'in heykelleridir."
Lesley Blanch
Cübbeli Zahmet, Habertürk TV’de Türkiye’nin Nabzı Özel programında şu ifadeleri kullanmış:
Şeyh Şamil, Mevlana Halid'e bağlı. Orada kartal diye lakaplanmış büyük mücahit. Bizim tarikat anlayışımızda köşeye çekilin, zikir yapın, memleket işgal olmuş, savaşa katılmayın diye bir şey yok. Mevlana Halid, Buhara, Maturidi ekolü.
Cübbeli Cehalet, cahilliği anlaşılmasın diye, bilmediği konularda da kafadan atıyor.
Dinleyicilerinin "yutacağından" emin. Çünkü, bu tür konuları bilenler Cübbeli Cehalet'i dinleme zahmetine zaten katlanamazlar.
Büyük işkence..
Saçlarını başlarını yolmak zorunda kalırlar.
Evet Cübbeli, Halid-i Bağdadî k. s.'yu tanımıyor, bilmiyor.
Kafasında, kendisine göre bir "olması gereken Halid-i Bağdadî" var, masal formatında onu anlatıyor.
*
Bir defa, Halid-i Bağdadî rh. a., kesinlikle Matüridî değildir.
Bir mektubunda şöyle demektedir:
“Bu miskin kulun mezhebi seleflerin mezhebi, Sıddıkiyye olan tarikatı da, sahabe ve tabiîn büyüklerinin yolu olduğundan, onların yasakladıkları şeylere dalmak [kader, irade vs. konularını tartışmak] ona zor gelir.”
(Esad Sahib, Mektubat-ı Mevlâna Halid, haz. Dilaver Selvi ve Kemal Yıldız, İstanbul: Umran Yayınları, 1993, s. 138.)
Halid-i Bağdadî rh. a.'in mektuplarını biraraya getirmiş olan yeğeni ve Nakşî şeyhi Esad Sahib, eserde yer alan son mektubun yazılmış bulunduğu zat (Allame Muhammed Emin Süveydî) hakkında şu bilgiyi vermektedir:
“Kendisi itikadda selefî, [amelî] mezhebde Şafiî, meşrebte Nakşibendî ve Halidî idi.”
(A.g.e., s. 315.)
Yani bu "ılımlı Kemalist" ahir zaman fenomeninin ifadelerinin aksine, Nakşbendî tarikatından olmak, itikadda Selefî olmaya engel değildir.
Ve her Selefî de Mücessime'den olacak, veya İbn Teymiyye'ci olacak diye birşey yoktur.
*
Bununla birlikte Halid-i Bağdadî rh. a., (selefin tutumunun aksine) itikadî konuları genişçe tartıştığı mektuplarında Eş'ariyye paralelinde görüşler ortaya koymuştur.
Matüridiyye değil.
*
Gelelim İmam Şamil rh. a.'e..
Şeyh Şamil’le ilgili en güvenilir kaynak, onun kâtipliğini yapan Muhammed Tahir el-Karahî adlı bir âlimin Arapça olarak tuttuğu notlar..
Mehmed Âkif bu kitabı hacca gittiği sırada Şeyh Şamil’in vârislerinden alıp Türkiye’ye getirmiş ve Tahirü’l-Mevlevî tercüme ederek Osmanlıca olarak (yani eski harflerle) yayınlamıştı.
(Kitabın Osmanlıca'sını 1986 yılında Beyazıt Kütüphanesi kataloğunu karıştırırken tesadüfen görmüş, asıl araştırdığım konuyu bir yana bırakıp, ilgimi çektiği için alıp incelemiştim. Ve o günlerde şöyle bir rüya görmüştüm: Beyazıt Kütüphanesi'nin eski binasının avlusundayım ve Karahî'nin kitabı önümde açık bir şekilde duruyor, fakat boyu yarım metreyi bulan bir uzunlukta.. Ve Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan hoca, bana, "Bu kitabı sadeleştirip yayınlat" diyor. Bunun üzerine kitabın fotokopisini alıp okumuş, sonra da, onunla ilgili olarak Kitap Dergisi'ne bir tanıtım yazısı yazmıştım. Bir yıl sonra kitap, Tarık Cemal Kutlu tarafından yayınlandı. Bendeki fotokopiyi de, Kitap Dergisi'ndeki yazımı okumuş olan Hacı Ahmet Özdemir'e vermiştim, bugünün Akparti milletvekili Prof. Dr. Özdemir'e. O, kitabın ilmî bir neşrini yaptı.)
*
Söz konusu kitap, 19’uncu yüzyıl başlarında Dağıstan’ın Rus egemenliği altına girdiği dönemi anlatarak söze başlıyor.
İmam Şamil gibi Gimrili olan Gazi Muhammed’in önce köy köy gezerek halkı direnişe davet ettiğini, sonra da, etrafında toplanan İmam Şamil gibi birkaç arkadaşıyla beraber, kendisine mukavemet eden köyleri cezalandırmaya başladığını görüyoruz.
Ne yazık ki, en çok sorun çıkaranlar da, köylerdeki imamlar ve kadılar oluyor.
İlim bakımından İmam Şamil’den üstün olan (Ki bunu bizzat İmam Şamil söylüyor) Gazi Muhammed’in gece gündüz demeden çaba sarfettiği ve bir süre sonra, üzerine silahlı birlikler gönderen Ruslar’a karşı savaşmaya başladığı ve onlar tarafından şehit edildiği biliniyor.
*
Gazi Muhammed, tarihte eşine az rastlanan bir mücahitti.
Ne yazık ki, ilk mücadele ettiği, ona ilk zorluk çıkaran kişiler, Ruslar değil..
Gâvur işbirlikçisi "ılımlı" hoca taifesi..
Gazi Muhammed'in şehadetinden sonraki süreçte İmam Şamil cihada devam ederken, ona, bu tip hocaların yanı sıra, bazı tarikat şeyhleri de muhalefet ettiler ne yazık ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder