Yazımızın başlığındaki sorunun cevabı,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre, ikincisi: Önümüzde "Türkiye yüzyılı" varmış.
Mehdî mi?
Ali Rıza oğlu Mustafa'nın (Ki sonradan Türkler'in
atası olduğunu ilan etme anlamına gelecek şekilde Atatürk soyadını almıştı) laik (yani “siyasal dinsiz”)
Türkiye'sinde Mehdî'den bahsedilebilir mi?
Nitekim Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Adnan Tanrıverdi Paşa Mehdî'den
bahsetme gafletinde bulunduğu için görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Ve dün (10 Kasım 2023), Anıtkabir'i ziyaret edip Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Erdoğan, "Türkiye'nin
yükselişine, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına
ve milletimizin asırlık hedeflerine ulaşmasına hiçbir güç engel
olamayacaktır" demiş bulunuyor.
(https://www.haber7.com/siyaset/haber/3366574-anitkabir-ozel-defterini-imzalayan-erdogandan-turkiye-yuzyili-vurgusu)
*
Laik (siyasal
dinsiz) Türkiye Devleti'nin geleceği söz konusu olunca gaybtan haber vermek,
kehanette bulunmak, mucize ya da kerametlere rakip olacak şekilde parlak
istikbal müjdesi vermek serbest.
Makbul.
Peygamber
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in geleceğe dair verdiği haberlere gelince..
Bunlar söz
konusu olduğunda birden bire "şirk" hassasiyeti depreşen, gaybı Allah'tan başkasının
bilemeyeceğini ve bildiremeyeceğini söyleme kahramanlığı sergileyen tarihselci,
modernist, "part time deist", “kripto Kemalist” ilahiyatçı soytarılar, mevzu laik (siyasal dinsiz)
Türkiye Devleti’nin geleceği olunca, dut yemiş bülbül.
*
"Türkiye'nin yükselişine, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına ve milletimizin asırlık hedeflerine
ulaşmasına hiçbir güç engel
olamayacaktır"mış.
Eskiler “Büyük
lokma ye de büyük konuşma” demişler..
İnsan hiç
olmazsa bir “inşallah” der.
“Hiçbir güç
engel olamayacaktır”mış.
Sen Allahu
Teala’dan bir söz mü aldın, sana bir vaatte mi bulundu?
Mezarlıklarda Kur’an
okumasıyla ve Kur’an’ın mezarlıklarda okunmasını tavsiye etmesiyle meşhur
olan Erdoğan acaba şu ayetleri hiç okumuş mudur:
Bir de dediler ki: “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka
asla dokunmayacaktır.” Sen onlara de ki: “Siz bunun için Allah’tan söz mü
aldınız? Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez. Yoksa siz Allah’a karşı
bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” (Bakara, 2/80)
Âyetlerimizi yok sayan ve “Elbette bana mal (zenginlik,
refah, dünyevî ilerleme) ve evlâd (nüfus artışı ve çoğalma) verilecektir” diyen
kimseyi gördün mü?
Gaybı mı bildi, yoksa Rahmân'ın katından bir söz mü aldı?
Hayır! Onun söylediklerini yazacağız. Ve ona azabı
uzattıkça uzatacağız.
Ve o söylemekte olduğu şeylere (biz) vâris
olacağız, (kendisi de) bize yalnız olarak gelecektir. (Meryem, 19/77-80)
Bir devlet başkanının mezarlıkta Kur’an
okuması marifet değil, ondan beklenen, Kur’an doğrultusunda bir “devlet aklı” oluşturmasıdır.
Ali Rıza oğlu Mustafa’nın mezarında niye Kur’an
okumuyor, oradaki deftere niye ayet
yazmıyorsun?
Evet, Allahu
Teala’dan söz almış gibi gelecek müjdesi
veriyorsun da, bari “Türkiye’nin yükselişine Allah’tan başka hiçbir güç engel
olamaz” deseydin ya..
Allahu Teala’nın
iradesini ve takdirini yok sayar şekilde konuşmasaydın..
Hiçbir güç engel
olamazmış.
Bu söz
karşısında “La havle ve lâ kuvvete illâ billah” (Değişim ve güç ancak Allah
iledir, Allah’ın dilemesiyledir) demekten başka ne yapabiliriz?
*
Cumhurbaşkanı’nın
deftere yazdığı cümleler, bir ölüye hesap verircesine kaleme alınmış.
Ne yazık ki bu
devlet, laik (siyasal dinsiz) olduğu için, Hayy ve Kayyum olan Allahu Teala’ya
hesap verme zihniyetiyle hareket etmiyor.
Bir ölünün
mezarına gidip laik (siyasal dinsiz) tarzda hesap vermeyi tercih ediyor.
Peki, bu tablo
karşısında o çok bilmiş modernist ve tarihselci ilahiyat soytarılarından neden
hiç ses çıkmıyor?
(Bu bahiste
Cübbeli Felaket gibi yerli-milli ehlî sünnetçiler "part time deist" tarihselci modernistleri
geçtiler ya, neyse..)
*
Evet, Erdoğan, peygamberî bir üslup ile Türkiye
yüzyılı müjdesini veriyor.
Ali Rıza oğlu
Mustafa’nın mezarına gidip hesap verebilen laik (siyasal dinsiz) bir devletin
yükselişine hiçbir güç engel olamayacakmış.
Sanki Allahu
Teala’nın bunlara bir borcu var..
Buna karşılık
bazı Müslümanlar da bu yüzyılın Mehdî
yüzyılı olacağına inanıyorlar.
Yahudiler ile kimi
Hristiyanlar da Mesih yüzyılı
olacağı inancını taşıyorlar.
Mesela
internette Yisroel Moshe Sorotzkin diye bir hahamın bu konuyla ilgili videoları
paylaşılıyor. “The End Illuminated” adı altında, Mesih’le gelecek aydınlık
günleri anlatan iki ciltlik bir kitap da yazmış.
İnternet ortamı
böylesi hahamların videolarıyla dolu.. Yüz binlerce, milyonlarca kişi
tarafından takip ediliyorlar.
Hristiyanların
bir bölümü de bu Yahudilere destek veriyor.
Türkiyeli
Yahudiler’in yayın organı Şalom gazetesinde de konuyla ilgili
olarak (tam da iki yıl öncenin 10 Kasım günü) şunlar söylenmiş bulunuyor:
Yahudi teolojisinde Maşiyah [Mesih], Kral
Davut’un [Hz. Davud a.s.’ın] soyundan Tanrı tarafından gönderilecek karizmatik
bir liderdir. Bu lider, Yahudileri yabancıların boyunduruğundan kurtaracak,
sürgünü sonlandıracak ve tüm Yahudilerin döneceği Eretz İsrael’de İsrail
Krallığını kuracaktır. Yahudi Mesihçiliği; İsrail kimliği, milliyetçilik ve
Eretz İsrael ile iç içe bir kavramdır. Aynı zamanda Mesih sadece Yahudileri
değil, yapacağı tüm radikal değişikliklerle ahir zamanda bütün insanlığı, dünyayı
kurtaracaktır. Mesih kavramı, önce Saadia Gaon, sonrasında Rambam aracılığıyla
dinin içine güçlü bir doktrin olarak yerleşmiş, Reformist hareketin doğmasına
dek Yahudi toplumunda gücünü korumuş, İsrail Devleti’nin kurulmasıyla bilakis
güçlenmiştir. …
Yahudi milliyetçiliğinin
güçlenmesi Mesih beklentisini de arttırdı. Nitekim Yahudi sorununa bir devlet
kurmak suretiyle çözüm bulmak isteyen Siyonizm, Mesih’i bir hareket [şahs-ı manevî] olarak yorumlar. İsrail’in
kurulmasından sonra Mesih beklentileri azalmamış ve dünyadaki gelişmeler
Mesih’in gelmesi ile ilişkilendirilmiştir. …
… Talmud bilgilerine göre
David’in [Hz. Davud’un] oğlu [torunu] Maşiah, ancak kötülük tüm dünyada
yayıldığı zaman gelecektir. Mesih gelmeden önce tüm dünyada gençler yaşlılara hakaret edecek, yaşlılar gençlere saygı
duyacak, kızlar annelerinin, erkekler babalarının önüne geçecek, imanlı olanlar
aşağılanacaktır (Babil Talmudu, Sanhedrin 97a). Devlet sapkınlık içinde
olacak… Alimlerde bilgi kalmayacak (Yeşaya 32:14), ayrıca ırklar tüketim topluluklarına dönüşecek ve hiçbir maddi zenginlikle
tatmin olamaz hale geleceklerdir. Hastalıklar
ve pahalılık artacak, dünya verimsiz olacaktır. Zohar’ın kurucusu Rabi Şimon Bar Yohay ise, Mesih’in gelişinden hemen evvel dünyanın
üzerinde on alamet gelişeceğini belirtmiştir. …
… Diaspora’da yaşama gücü Mesianik
umuttan kaynaklanmış, her gün tefilalarda söylenen temel dua olan Amida’da bu
umut dile getirilmiştir. … Modern Ortodoks
Yahudi inancı, Mesianik dönemde sürgündekilerin bir araya geleceğini,
Yahudilerin atalarının toprağı olan Eretz Yisrael’de toplanıp, burada
Yeruşalayim’deki Mabet’teki Korban ritüeli dahil tüm mitsvotu (farzları) icra
edebileceklerini ifade eder. Siyonizm ise, Mesianizm inancından ziyade Yahudi
halkının kurtuluşu için kendisinin köklü değişiklikleri yaratma inisiyatifini
oluşturmasını öngördüğünden, ultra-Ortodokslar ile çelişmektedir. Fakat,
Filistin mandasındaki ilk Aşkenaz baş hahamı ve dinsel Siyonizm’i savunan R. Abraham Isaac Kook ise, Kutsal Topraklarda
başlayan Yahudi yerleşiminin, aslında manevi kurtuluşun ilk aşamasını
oluşturduğunu ve Mesianizmi sürüklediğini savunmuştur. …
Maşiyah’ın gecikmesi hususuna değinen ultra-Ortodoksların çok ünlü
lideri Rebbe Menaehem M. Schneerson ise
kurtuluş hakkında bilgilenmenin, dini yasalara hâkim olmanın, Maşiyah’ın daha
çabuk gelmesini sağlayacağını vurgulamıştır.
(https://www.salom.com.tr/haber/120289/yahudilikte-mesih-beklentisi)
*
Müslümanlardan Mehdî’nin
çıkışıyla ilgili tarih vermiş olanlar var.
Mesela biri şu
meşhur İbn Arabî..
Bu keramet
şampiyonu, İbn Haldun’un Mukaddime’de söylediğine göre
Mehdî’nin miladî 1200’lü yıllarda (yaklaşık sekiz asır önce) çıkacağını
müjdelemiş..
Bu fos
kerametine bakarak diğer saçmasapan kerametlerinin doğruluk derecesini tahmin
edebilirsiniz.
Günümüzde de,
Mehdî’nin yakında çıkabileceğini söyleyenler mevcut.
Mesela Bediüzzaman, geçen asrın ortalarında, yüz yıl sonra ortaya
çıkacağını ifade etmiş.
Bu tür ifadeler
kullananların bir bölümü, konuyla ilgili rivayetlere dayanıyorlar.
Bazıları da rüyalardan hareketle bu sonuca varıyor.
*
Konuyla ilgili
rivayetlerden hareketle Mehdî’nin çıkış tarihini hesaplayanlardan biri, Tarık Mahmud (Tariq Mehmood) adlı bir
yazar.
İnternette
(Amazon’da) satışta olan bir kitapçığı var: Imam Mahdi 2029.
Mehdî’nin ya
2029 ya da 2036 yılında çıkacağını öne sürüyor.
Bu iddiasının
“hadîslere, bilime ve İncil’e” dayandığını iddia ediyor.
Ona göre, Suriye’deki kargaşa (Şam fitnesi),
Mehdî’nin çıkışının habercisi..
Bu fitnenin ne
kadar devam edeceğine gelince.. Ebu Hureyre r. a.’in rivayet ettiği bir hadîse
göre 12, yine onun rivayet ettiği bir hadîse göre de 18 yıl sürecek..
Yazara göre,
fitnenin biteceği yıl, (Kudüs’ü kurtarmak üzere) Horasan’dan gelecek olan siyah bayraklıların ortaya çıkacağı
yıl.. (Ebu Hureyre hadisine göre, Fırat’ın
suyunun kesilmesi olayı da bu sırada yaşanacak.)
Yazar, yine
rivayetlere dayanarak, siyah bayraklıların çıkışından 72 ay sonra (2029’da) Mehdî’nin çıkacağını ileri
sürüyor.
*
Suriye olayları
2011’de başlamıştı.
Yazara göre,
fitne 12 yıl sürerse siyah bayraklılar 2023 yılında ortaya çıkacaklardı.
Çıkmadılar.
İkinci ihtimale
göre fitne 18 yıl sürecek, siyah bayraklılar 2029 yılında çıkacak, Mehdî ise 2036’da.
Yazar, ayrıca İncil’e
dayanarak bu dönemde küresel ekonomik çöküş yaşanacağını ileri sürüyor. (Usul
ilkesi gereği Tevrat ve İncil’in bu tür haberlerini tasdik
etmek de, yalanlamak da uygun değil.)
*
Konu hakkında
rüyalarından hareketle konuşanlara gelince..
Arap dünyasında
hem hadîslere hem de rüyalara dayanarak İsrail’in
yakın zamanda yok olacağını (ve dolayısıyla Mehdî’nin geleceğini) öne sürenler
var.
Türkiye’ye
gelince.. Erbakan’ın eniştesi merhum Prof. Osman Çataklı Mehdî bekleyerek öldü
denilebilir.
Prof. Mahmud Esad Coşan Hoca da, 1994 (veya
1995) yılında Aksaray şehrinde yaptığı bir konuşmada, dört beş yıl önce
kendisine rüyasında Mehdî’nin o gün
(veya o gece) dünyaya gelmiş olduğunun bildirildiğini söylemişti.
Benzer şekilde,
Nurcu camianın tanınmış yazarlarından Mustafa
Kaplan da Akit gazetesindeki bir yazısında, 1990’lı yıllarda hapis
yatarken rüyasında gördüğü Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in, Mehdî’nin
o gün hayatta olduğunu kendisine söylemiş bulunduğunu ifade etmişti.
Esad Efendi’nin
rüyası ve Mehdî’nin 40 yaşında çıkacağına dair rivayetler doğruysa önümüze 2029
yılı gelir. (Kamerî 40 yaş, Güneş takvimiyle 39 yıla karşılık geliyor.)
Haseki Eğitim
Merkezi hocalarından merhum Ahmet Muhtar
Büyükçınar’ın da 2029 yılı ile ilgili bir rüyası var.
Yıldırım Alkış’tan
dinleyelim:
Ağustos 2007 Yalova Esenköy’de İmam Hatip Liseleri müdürleri
seminerindeyiz. O tarihlerde Mersin İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü görevini
yürütmekteydim. Kıymetli fikir insanı, yazar ve hatip Münir Arıkan da seminere
hoca olarak gelmişti. Ahmet Muhtar Büyükçınar’ı ziyaret ettiğini söyledi.
Mesele anlaşıldı ki Hoca Esenköy’de. Esenköy’e yerleşmiş, yazlı-kışlı burada
ikamet edermiş. Hemen üç kafadar bir araya gelip, tarif edilen adrese koşar
adımlarla yel olduk. Evin altında fırın vardı, fırını da oğulları
çalıştırıyorlarmış. Selam verip Ahmet Muhtar Hocayı görmek istediğimizi
söyledik. Fırından ekmek çıkartan arkadaş belli ki oğluydu. Bizden tarafa:
“Çıkın görün, üçüncü katta” dedi. “Bir haber verseydiniz” deyince de “Gerek
yok, babam alışık” dedi. Bu kadar kolay olacağını beklemiyorduk.
Kapıyı hanımefendi açtı, sanki uzun zamandır beklenen ve tanıdık bir
misafirmişiz gibi hiç tereddüt etmeden “buyurun, buyurun” diyerek
bizi içeriye buyur etti. Uzunca bir süre beklememize rağmen hocayı göremedik.
Meğer yan odada hasta yatıyormuş. Kabul edildiğimiz odaya yürüme aparatından
destek alarak zahmetlice geldi. Üzüldük tabi rahatsız etmiş olmaktan dolayı. O
bizi rahatlattı, ziyaretimizden duyduğu memnuniyetini beyan etti. Malta humması
rahatsızlığı varmış, başka da yürümesine engel ne rahatsızlığı var fazla
irdelemedik. …
İmam Hatip Liselerinin ve Din eğitiminin öneminden bahsetti. “Sizin
en hayırlılarınız Kur’an’ı
öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir.” “Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.” hadis-i
şeriflerini okudu ve kısaca açıkladı. Sonra da yıllar önce gördüğü bir
rüyasından mülhem olarak: “2029
da dünyada büyük bir olay olacak, içinde ben de varım. İnşallah
iyileşeceğim.” dedi ama Hoca 2013’de vefat etti. 2029’da ne olur, olan şeyin içinde Hoca olur mu, olursa nasıl olur, onu
hakikat ehline havale edelim.
(https://www.maarifinsesi.com/ulu-cinar-ahmet-muhtar-buyukcinar/)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder