https://www.academia.edu/4239138/28_%C5%9Eubat_S%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BC_Prof_Esad_Co%C5%9Fan_Hoca
Dr. Seyfi SAY
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ YERİNE: TASAVVUF VE TARİKATLARI ANLAMADA YÖNTEM
4
BİRİNCİ BÖLÜM: MEHMED ZAHİD KOTKU RH. A.
"SANKİ RESULULLAH'I GÖRÜYOR DA, O NASIL HAREKET EDİYORSA ÖYLE HAREKET
EDİYORDU" 15
HOCAEFENDİ RH. A. 17
MEHMED ZÂHİD KOTKU (RH. A) HAZRETLERİ'NİN SİYASÎ
GÖRÜŞLERİ 21
BAKKALLAR VE ÇAKKALLAR 34
TARİKAT VE İSLAMCILIK 41
İKİNCİ BÖLÜM: MAHMUD ESAD COŞAN RH. A.
PROF. DR. ES’AD COŞAN HOCAEFENDİ 43
ESAD COŞAN HOCA 65
M. ES’AD COŞAN HOCAEFENDİ’Yİ ANARKEN 68
ESAD EFENDİ’NİN TOPLUMSAL KONULARA DAİR GÖRÜŞLERİNE GENEL BİR BAKIŞ 74
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: ANALİZ
VE KRİTİK
GÜNÜMÜZ
MEŞAYİHİNİN TASAVVUF TELAKKİSİNDEKİ SORUNLAR: MAHMUD ESAD COŞAN ÖRNEĞİ 148
ESAD EFENDİ’NİN MEŞAYİH VE TASAVVUF
TELAKKİSİNE DAİR 175
ESAD EFENDİ’NİN MEŞAYİH VE TASAVVUF
TELAKKİSİNE ZEYL 177
ESAD COŞAN HOCA’NIN LEVH-İ MAHFUZ DÜŞÜNCESİ 189
ESAD COŞAN HOCA’NIN ŞEYHLİK ANLAYIŞINA DAİR 197
ESAD COŞAN HOCA’NIN KERAMET ANLAYIŞINA DAİR 201
ESAD EFENDİ,
TAKVA VE MÜZİK 207
İTİRAZLAR, SORULAR VE CEVAPLAR 220
PROF. DR. ES’AD COŞAN HOCAEFENDİ
Seyfi Say -
Kemal Kaptaner
Böylece,
Ankara’da oturmakta olan Prof. Dr. M. Es’ad Coşan Hocaefendi, her Pazar günü
ders vermek için İstanbul’a gelmeye başlar. Yaptığı yolculuklarla ilgili bir
anısını 13 Kasım 1992 tarihinde Süleymaniye Camii’nde yatsı namazını müteakip
şu sözlerle anlatmış bulunuyor:
Ankara’dan ben çıktım, Pazar günü vaaz
vereceğim. Emrediyor bana, Ankara’dan atlıyorum otobüse, buraya geliyorum.
Pazar günü vaazı veriyorum, hem de ziyaret etmiş, el öpmüş oluyorum. Otobüse
bindim. Kalbimden bir ilahi geçiyor:
Gönül ayinesin sufi,
Eğer kılur isen safi,
Açılur sana bir kapı,
Ayan olur cemalullah!..
Çok güzel bir bestesi de var.. İlahi olarak içim
söylüyor, gönlüm söylüyor. Ankara’yla İstanbul’un arası dokuz saat.. Gönlüm
bunu söylüyor, ben de hayret ediyorum, “Niye gönlümde bu ilahi var?’ diye..
Kendi kendime sun’i olarak zorlama yapıyorum. Diyorum ki: ‘Takıldı aklım buna,
bozuk plak gibi aynı şeyleri söylüyor; başka ilahi bulayım kendime!..’
Uyuyorum, uyanıyorum; yine o ilahi.. Bütün gece
bu ilahiyi talim ederek, Ankara’dan İstanbul’a geldim. Topkapı garajında indim,
sabah namazını ancak orada kılabildim. Minibüse atladım. Vatan Caddesi’nde
indim, camiye doğru yürüyorum. Kalbim hala aynı ilahiyi söylüyor. Geldim, içeri
girdim, elini öptüm. Namazı kılmışlar, işrağı kılmışlar; oturuyor. Pırıl pırıl
yüzü, mütebessim siması; gülerken güleç yüzünden güller açılıyor.. Elini öptüm.
‘Bak Es’ad, ne kadar güzel söylemiş şair!’ Orada telefon vardı duvarda, tel
rafta.. Başka kitap da yoktu. İncecik bir kitap çıkarttı ordan.. ‘Bak, ne güzel
söylemiş şair!’ dedi. Ben de aldım baktım:
Gönül ayinesin sufi,
Eğer kılur isen safi,
Açılur sana bir kapı,
Ayan olur cemalullah!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder