Allahu Teala peygamberlere bile istediğinin canını alma hakkını vermemiştir..
Şeriat (Allahu Teala'nın koyduğu kurallar) can alınacak yerleri hükme bağlamıştır.. Onların dışındaki her can alma eylemi cinayettir.
Kafaya bak, istediklerini öldürebilirlermiş.. Paşa gönüllerinin istemesi, canlarının can almayı çekmesi yetiyor.. İstediklerini de bağışlıyorlar. Sanki babasının çiftliğindeki davar sürüsü.. Ve mine'l-garâib!
İnsanın "istediğini öldürme" hakkını kendisinde görmesi Firavun zihniyetidir. Firavun böyle yapıyordu.
Allah akıl fikir versin, cani kafalıların şerrinden milleti korusun!
*
Tarih-i Taberî’de şu satırlar yer almaktadır:
… Ömer bin Hattab, Tanrı Elçisi’ne, “[Bedir Savaşı’nda esir düşen müşrik önde gelenlerinden] Süheyl bin Amr’ın iki alt ön dişini çekip çıkarttır ki, hiçbir vakit toplantılarda senin aleyhinde nutuklar söylemesin” dediğinde Tanrı elçisi, “Ben onun azalarını yolarak zararlandıracak değilim. Ben peygamber olsam bile [olduğum halde, bunu yapmam durumunda], Tanrı benim azalarımı yolar, koparır” buyurdu.
(Taberî, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, C. 4, çev. Z. K. Ugan ve A. Temir, 3. b., İstanbul: MEB Yayınları, 1992, s. 319-20.)
Değil "Mevzubahis olan vatansa (vatan adını verdiğim firavunluğumsa) insan hakları, işkence yasağı vs. teferruattır" diyen şerli yerli-milli "laik devlet"çi vatanseverlikçi olman, peygamber bile olsan böyledir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder