Yeni Asya gazetesinden Nurcu geçinen münafık meşrep bir dangalak
soytarı, “Savaş yoluyla cihad dönemi
artık bitmiştir” diye fetva vermiş.
Odatv
de hemen duyurmuş. (Farklı kulvarlardaki derin elemanlar bazen aralarında bu
türden paslaşmalar sergilerler.. Orkestra şefi çubuğunu bir sazcılara, bir
dümbelekçilere, bir kemancılara, bir kavalcılara sallar, bunlar da aldıkları
işarete göre aynı türküyü çalarlar. Medya sirkinde de durum budur. Derin çubuk
sallandığı zaman sırayla eşekler anırır, öküzler böğürür, birbirlerinin
şarkısına eşlik ederler.)
“Bel hum edall” olmaya heveslenmiş gibi görünen
bu soytarının ideali maymunluk mu, eşeklik mi, öküzlük mü, bilmiyorum.. Fakat cahil
müçtehitlikle sahih bir hadîse aykırı konuştuğuna göre hükmü küfür mü olur,
yoksa sadece bid’atçi bir sapık olarak mı görülmelidir, buna Nurcular kendi
aralarında karar versinler.
Zekâ ve karakter bakımından davar durumunda olan bu şahıs, (Arslanlardan farklı olarak davarların kitabında savaşa yer yoktur) her devletin acayip orduları, özel timleri, korkunç silahları vs. varken, NATO tipi örgütlenmeler yapılırken, Müslüman'a "Savaşma sıvış! Teslim olma pozisyonunda elini kaldır, dilinle cihat et, seni bombalayan adama 'Yaptığın çok ayıp, bak kalbim kırılıyor' de, ya da bağır çağır ki ya dipçikle kafanı ezsin veya kurşunla mideni doldursun" diye akıl veriyor.
Bu tür kullanışlı Nurculara böylesi yazılar yazdıran dangalaklar mesela TSK'nın lağvedilmesine, Türkiye'ye bir saldırı olduğunda savaşılmamasına, düşmanla sadece dil ile mücadele edilmesine razılar mı?
Mesela Bosna'da Müslümanlar Sırplar'la sadece dil ile cihat etseler ne iyi olurdu değil mi?
Karabağ'da Ermeniler'e sadece dil ile karşılık verilse tadından yenmezdi değil mi?
Cihad, Yecüc Mecüc'e kadar devam eder, fakat bu haliyle Nurculuk miadını doldurmuş gibi görünüyor.
Bediüzzaman'ı galiba en az anlayanlar Nurcular.
*
Hadîs-i şerîf şöyle:
Seleme bin Nufeyl
el-Kindi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyordum, bir adam şöyle dedi:
−Ey Allah’ın Rasulü! İnsanlar atlarını salıverdiler,
silahlarını da bıraktılar ve şöyle diyorlar:
−(Artık) Cihad yoktur! Kuşkusuz ki, harp ağırlıklarını
bırakmıştır.
Bu söze müteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzünü o kimseye çevirdi ve şöyle buyurdu:
“Yalan
söylüyorlar! İşte şimdi savaş zamanı geldi. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak
ki onlar hak yolunda (cihad ederek) savaşacaklar. Allah da bir kısım insanların kalplerini onlara
meylettirecek ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup
Allah’ın vaadi yerine gelinceye kadar, öyle ki Ye’cuc ve Me’cuc çıkıncaya dek
bu böylece devam edecektir. Kıyamet gününe kadar atların alınlarında hayır
vardır. Rabbim bana vahyederek bildirdi ki çok geçmeden ruhum kabzolunacaktır. Sizler benim
yoluma uyacaksınız, bir kısmınız da bir kısmınızın boynunu vuracaktır ve
mü’minlerin esas yurdu da Şam (bölgesi) olacaktır.”
Nesei 3544, İbni
Hibban 7307, Taberani Mucemu’l-Kebir 6357, 6358, 6359, Ahmed bin Hanbel Müsned
4/104, İbnu Sa’d Tabakat 7/427, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1961
(https://sahihhadisler.com/konu/detay/Allah-u-Telnin-Yolunda-Cihad)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder