Osmanlıca’yı doğru dürüst bilmeyen (mesela tahfîf ile istihfâfı
karıştıran) Osmanlı tarihçisi Prof. İlber Ortaylı da bozkurta bir “idol” (put)
olarak saygılarını sunmuş.
Sözleri şöyle:
“Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür, idoldür. Öyle sadece bir partinin, grubun sembolü değildir. Biz çöl takımından değiliz, steplerden gelen bir milletiz. O yüzden kurt bizim için mühim ve manalı bir semboldür. Destanları, hikâyeleri var. …
“Millî Mücadele’de de sembol olarak vardır. Devlet çok kullandı. Eserlerde vardır. Kimseyi alakadar etmez. Gamalı haç ve Naziler ile bir benzerlik kurmak saçmalıktır. Bozkurt birinin kafasından çıkmış, sonradan üretilmiş bir sembol değildir. Bir milletin mücadele azmi ve kararlığını ifade eden tarihi bir derinliği vardır. Roma’nın (Remus ve Romulus’u büyüten) kurduyla bağlantısı var mıdır bilemem ama başka milletler de kullanmıştır onu. Macarlar mesela. Ayrıca Volga Nehri boyunca kullanılır o sembol. Ecnebiler de Atatürk’e ‘Bozkurt’ diyordu. Atatürk de bozkurt sembolünü benimserdi. Paraların üzerinde kullanıldı, hatırlayın o dönemi. Başka yerlerde de semboldü. Dönemin siyasi ortamı gereği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kalktı o semboller.”
(https://www.hurriyet.com.tr/gundem/bozkurt-turk-milletinin-semboludur-42485401)
Görüldüğü gibi sözlerinin başı ile sonu birbirini tutmuyor.
Lafa “Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür,
idoldür” diyerek girmiş.
Diyelim ki doğru.. Türk tarihinde bozkurt her zaman mı semboldü,
idoldü?!
Bu bir..
İkincisi, tarihte olan herşey, sırf tarihte yer aldığı için değerli
midir, iyi midir, faydalı mıdır?!
Fî tarihinde bir eşeklik yaptın diyelim, o andan itibaren artık eşeklik her zaman için değerli birşey
haline mi gelir?!
*
Bozkurtun bir idol olduğunu söylüyor.
Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlük’üne göre, “idol”
şu anlama geliyor: “Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne.”
Yani put..
Tanrı diye tapınılan nesne.
Dolayısıyla, Ortaylı şunu demiş oluyor: ““Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür,
tapınılan bir nesnedir.”
Yani, Türk tarihinde bir putperestlik dönemi varmış ve akılsızca kurta tapıyorlarmış..
Kurtun bozu, bozarmış kızarmışı daha makbulmüş.
İyi halt etmişler..
Senin akılsız deden bir halt yedi diye senin de aynı haltı yemen mi
gerekiyor?!
İlla da atalarının izinden gitmek istiyorsan daha geriye git.. Nuh aleyhisselamın
gemisindeki atalarına tabi ol!..
Daha da geriye git, ilk deden Adem aleyhisselamın “tevhid”
inancına sımsıkı sarıl!
*
Ortaylı’nın ikinci cümlesi: “Öyle sadece bir partinin, grubun sembolü
değildir.”
Yani, geçmişte akılsız atalardan biri kurta tapmış diye, günümüzde kendisine
Türk diyen herkes, "Benim kafam basmaz, ben bilmem dedem bilir; dedelerimden de muvahhid olan değil müşrik olan bilir" diyerek kurtu idol (tapınılan tanrı) bellemeliymiş.
Kafaya bak!
Sadece bir partideki üç beş kafasız değil, bütün bir millet, put diye kurta “kul”
olmalıymış.
Allah seni bildiği gibi yapsın e mi!
*
Sonraki cümleler:
“Biz çöl takımından değiliz, steplerden gelen bir milletiz. O yüzden kurt bizim için mühim ve manalı bir semboldür. Destanları, hikâyeleri var.”
Tamam da, o steplere nerden gittin?..
Nuh aleyhisselam’ın gemisinden..
Daha geriye gidersek, asıl vatan, Cennet.. İlk ana ve babamızın yurdu Cennet’ti.. (Belki sen bunlara da inanmıyorsundur ya, neyse.. Diyelim ki en eski ataların olarak maymunları ya da maymunsuları kabul ediyorsun, sence nerde yaşıyor olabilirlerdi?)
Ha çölde olmuşsun, ha steplerde, ne farkı var?
Yaşadığın yerde hangi hayvandan korkuyorsan onu tanrı bellemen mi
gerekiyor?!
*
Bozkurtun destanları, hikâyeleri varmışmış..
Zannetmiyorum ki Anadolu’nun bir Türkmen ya da yörük köyünde kurtlu
masallar, hikâyeler anlatılmış olsun.
Gerçekte Türk kültüründe (halk kültüründe) ne kurt var, ne de boz kurt
denen hayvan.
Hele böyle, “Ninemiz bir erkek kurt tarafından becerilmiş” ya da “Dedemiz
bir dişi kurtu becermiş” şeklinde “destan” anlatılmış olabileceğine hiç
ihtimal vermiyorum.
Bu kurt masalının Türk kültüründe bir yeri olsa, halk kültürünü araştıranların “Yaşayan Türk Masalları” vs. şeklindeki derlemelerinde bunların yer alması ve hemen her ilde kurtlu rivayetlere rastlanması gerekirdi.
Yok!
Anladığım kadarıyla Türkiye’deki Türkçülüğün mucidi Yahudiler bu
millete yoz boz kurt üzerinden esaslı bir “kültürel kazık” atmış durumdalar.
Türkler'e "Hayvanoğlu Mehmet, Hasan, Hüseyin" demenin kurnazca bir yolunu keşfetmişler, tepe tepe kullanıyorlar.
*
İlber efendi çok zeki ya, Milli Mücadele’ye atıfta bulunmayı da
ihmal etmemiş..
“Millî Mücadele’de de sembol olarak vardır” diyor.
Nerde var, göster!
Hadi göster, bekliyorum.
Milli Mücadele’deki sembollere bu kadar değer veriyorsun madem, asıl
değer verilen semboller hilafetti, ezandı, TBMM’nin açılışında
okunan Sahîh-i Buharî idi, besmeleydi, dua idi, Şeriat’ti.
Erzurum Kongresi kararlarında hilafet mi geçiyor, yoksa
kurt mu?
TBMM zabıtlarında kurta kaç kere atıfta bulunulmuş?
İlber efendi, masal anlatma!. Lütfen!
*
Bir defa gaza gelmiş, kim tutar İlber’i!.. “Gamalı haç ve Naziler ile
bir benzerlik kurmak saçmalıktır” da diyor.
Ya, öyle mi?
Hangi açıdan benzemez sence?
Ben söyleyeyim: Naziler’in gamalı haçı tabiatta bulunmayan, insan eliyle çizilmiş bir figür..
Kurt ise steplerde, dağlarda yiyecek arayan, açlık canına tak etmiş zavallı bir hayvan.
Şunu mu demek istiyorsun: Tapınılan put olmaya kurt, gamalı haçtan daha uygun.
*
İlber efendinin bir sonraki cümlesi, dört dörtlük bir saçmalığın nasıl
olması gerektiği konusunda fikir veriyor.. “Bozkurt birinin kafasından
çıkmış, sonradan üretilmiş bir sembol değildir”miş.
Birinin kafasından çıkmadıysa neresinden çıkmıştır sence?
Neresinden çıkmış olması sana uyar?
“Sonradan üretilmiş bir sembol değildir”miş.
Sonradan üretilmemiştir de, bir “tanrı” olarak ezelden beri varola
mı gelmiştir?
Sonradan üretilmemişmiş..
Ağzından çıkan lafı kulağın duyuyor mu?
Bunu duyan biri, “Bu laf birinin kafasından çıkıyor olamaz, illa ki
başka bir yerinden çıkıyordur” diye düşünmesin de ne yapsın!
İlber bey, kendini rezil kepaze etmeye niye bu kadar düşkünsün?
Türk'ün yolunda cihat ettiği Allahu Teala için asla gayrete gelmez, öfkelenmez, şiddet ve celal
göstermezsin, fakat sıra bir puta, bir hayvana gelince sende ne bu şiddet bu celal?
*
İlber efendinin bir sonraki zırvası şu: “Bir milletin mücadele azmi
ve kararlığını ifade eden tarihi bir derinliği vardır.”
Tarihteki kurtla bugünkü kurt arasında bir fark yok ki tarihî derinliği
olsun.
Sonra, bir milletin mücadele azmi ve kararlılığının tespitinde aynı
coğrafyada yaşayan bir hayvan ölçü olamaz.. Önemli olan o milletin karakteri,
eserleri ve yaptıklarıdır.
Diyelim ki sen evine aslan kaplan resimleri astın, aslan ve kaplanı idol
(tanrı) belleyip tapmaya başladın, bu, senin “mücadele azmini ve kararlılığını
ifade eden tarihî derinlikte” gıpta edilecek bir meziyet mi olur, yoksa kafayı resmen
sıyırmış olduğunun belgesi mi?
Bence sen bunu bir psikoloğa sor..
Yalnız sen bu kafayla psikolog diye tutup şişirilmiş balon boş davul
Celal Şengör’e başvurabilirsin, sakın yapma!
*
Son söz:
Hayvana tapan, hayvandan aşağıdır.
Çünkü, daima, tapınılan nesne, tapandan daha üstündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder