https://www.academia.edu/107421446/Ajan%C4%B1n_Din_M%C3%BChendisli%C4%9Fi_Laiklikle_Vaftiz_Edilmi%C5%9F_M%C3%BCsl%C3%BCmanl%C4%B1k_Seyfi_Say
LAİKLİKLE VAFTİZ EDİLMİŞ MÜSLÜMANLIK
Dr. Seyfi SAY
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 4
CİHADİST (CİHATÇI)
ŞEVKET 6
DEVLET, DERİNİ VE YÜZEYSELİYLE AYNI ŞEYDİR 8
KARAPENÇE, CASUSLUK VE MEHMET ŞEVKET EYGİ’NİN
KARAKTERİ 16
SAPIK AJAN 24
AJANIN TAKKESİ DÜŞTÜ, KELİ GÖRÜNDÜ 29
NATO, CIA, GLADIO, ÖRTÜLÜ OPERASYON, KONTRGERİLLA VE
MEHMET ŞEVKET 34
NÜFUZ (TESİR/ETKİ)
AJANI OLARAK MEHMET ŞEVKET 35
İSLAM’IN ÖNÜNDEKİ ENGELLERDEN BİRİ 37
YAMAN ÇELİŞKİ 42
TEKKE OYUN HAVALARI VE TASAVVUFÎ DÜĞÜN MÛSIKÎSİ 52
MEHMET ŞEVKET’İN MÜRŞİDİ KIBRISLI NAZIM 54
HRİSTİYANÎ MÜSLÜMANLIK (!) 58
RÜYADA ŞEYHTAN GÖRMENİN TABİRİ 66
İSLAMÎ (!) ŞARLATANLIĞIN DUAYENİ 69
İCAZETSİZ İCAZET FETİŞİSTİ 72
KİBAR
KİBİR “BENDENİZ” ŞEVKET VE CEM KARACA 77
KİBAR BENDELERİ VE SANEM ALTAN 82
AYNA AYNA, ÖĞÜT VER ONA!
88
“BENDENİZ” SOSLU AZGIN KİBİR: “SEN BANA NASİHAT ETME!” 91
NE YAPACAĞINI ŞAŞIRMIŞ 94
EHLÎ SÜNNETÇİLİK YAPAR, KUR’AN’I KENDİ
REYİYLE TEFSİR EDER 99
MEHMED ŞEVKET EYGİ, EHL-İ
SÜNNET İTİKADI VE İBN ARABÎ 103
İHANETİN YEDİ SÜLALESİ 108
EYGİ’NİN İBİŞÇE RÜYASI 113
ÖNSÖZ
Galatasaray Lisesi ve
Ankara Siyasal mezunu Mehmet Şevket Eygi ilginç bir kişilikti.. Bir
gazeteci-yazar olarak özellikle 1960’lar ve 70’lerin başında dindar kesimi
etkiledi. Bir “kanaat önderi” gibi peşinden sürükledi.
Çıkardığı gazeteler
kapandıktan sonra kendisine söz hakkı tanıyan hemen her yerde görünmeye
başladı. 1980’lerde Haldun Simavi’nin 39 gün süren bir sağcı gazete macerası
içinde yer aldığı gibi 1990’lı yıllarda da Aydın Doğan’ın Rahmi Turan
tarafından yönetilen Son Çağrı gazetesinde yazdı. Yine
1980’lerde bir ara Zaman gazetesini de yönetti.
Fakat asıl mekânı
1991’den vefat ettiği 2019’a kadar kalem oynattığı Milli Gazete oldu.
Şehirlilikten,
mimariden, görgüden, nezaketten, eski İstanbul adabından, musikiden, sanattan,
bitkilerden, çaylardan, Osmanlıca’dan, edebden, velhasıl her bir şeyden söz
ediyordu fakat anlaşıldığı kadarıyla edebiyatla pek ilgilenmiyordu.
İyi olan taraf şuydu
ki, edebiyatçılara edebiyat öğretmeye kalkışmıyordu.. Fakat aynı olgunluğu dinî
ilimler alanında göstermedi.. Bilmediği konularda çalakalem ahkâm kesti..
Yazılarına bakıldığında İslamî ilimlerin usulünün “u”sundan bile habersiz
olduğu anlaşılmaktaydı. Kur’an ve hadîs kültürü yok denecek
seviyedeydi.. Daha doğrusu takvim yaprağı düzeyinde bir kültürü vardı, tümden
boş değildi. Fakat Japon çay seremonisi ve İngiliz Eton Koleji’ndeki takıntılı
gelenekler gibi mevzular hakkında engin ve derin bilgiye sahipti.
Kuşkusuz medya
sektöründe böylesi tuhaf insanlara da ihtiyaç var.. Mehmet Şevket de saygı ve
şükranla anılmayı hak edebilirdi, şayet İslamcılık, hilafet, Ehl-i Sünnet ve
itikadî mezhepler gibi konularda akla ziyan şeyler yazmamış olsaydı.
Hatalarını ve
saplantılarını cahilliğine, “medenî-şehirli” taasssub ve inatçılığına,
“bendeniz” enaniyet ve kibrine, görgüsüz “görgücü”lüğüne bağlıyorduk, fakat İçişleri eski Bakanı Faruk Sükan ile Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı
Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in onunla ilgili açıklamaları, işin bir de
“özel görev” boyutu olduğunun düşünülmesine yol açtı.
Anlaşılıyordu ki,
bununki bilinçli bir sakarlıktı.
*
Bu çalışmamızda yer
alan yazıların hemen tamamı Şevket Eygi’nin sağlığında yayınlanmış bulunuyor.
Ancak gözden geçirip küçük rötuşlar yapmış bulunuyoruz.
Mesele salt Eygi’in
“özel görev”i olsaydı, bunları geçmişte bırakmak, tekrar dönüp bakmamak daha
uygun olabilirdi. Fakat, yazılarıyla 100 binlerce insanı etkilemiş durumda. O
nedenle, yazdığı saçmalıklara projeksiyon tutulmasını bugün de hak etmektedir.
Ayrıca, o vefat
etmişse de, misyonunu sürdürenler var, ve Mehmet Şevket’in şahsında onlara
cevap vermek gerekmektedir.
Çünkü onu kullanan
odakların elindeki tek aparat Mehmet Şevket değildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder